Perşembe, Eylül 07, 2006

Sabun kiri nasıl gideriyor ?

Aslında sabun bir antiseptik, yani mikrop öldürücü değildir. Normal bir deri üzerinde, ölü deri hücreleri, kurumuş ter, çeşitli bakteriler, yağlı ifrazatlar ve toz vardır. Sabunun özelliği, mekanik olarak derimizin üzerinden bunların alınmasını sağlamasıdır. Suyu ve yağı (ne yağı olursa olsun) aynı kaba koyarsanız birbirlerine hiç karışmazlar aksine su ve yağ molekülleri arasında birbirlerini iten bir güç vardır. Elimizi sadece su ile yıkadığımızda, derimizin üzerindeki yağ tabakası, suyun derimize temasına mani olur, onu dağıtır ve tam anlamı ile temizlik sağlanamaz.İşte burada sabun devreye girer ve aracılık rolünü üstlenir. Sabunun bilinen tarihi 2000 yıldan da öncesine uzanır. Hatta Anadolu'da 4000 yıl evvel Hititlerin yaktıkları bitkilerin külleri ile ellerini temizledikleri bilinmektedir. Sabun, tarihinin her döneminde ucuz ve kolay bulunabilen malzemelerden yapılmıştır. Romalılar sabun yapabilmek için, kireç taşını ısıtarak kireç elde etmiş, bu ıslak kireci sıcak ağaç külleri üzerine püskürtüp sonra da karıştırmışlardır. Oluşan gri çamuru sıcak su dolu bir kazana dökerek keçi yağı ile saatlerce karıştırarak kaynatmışlar-dır. Kirli kahverengi kalın bir tabaka oluşunca, soğumaya bırakmışlardır. Soğuma sonucu sertleşen tabakayı parçalara bölerek sabun olarak kullanmışlardır.İşte sabun budur. Her sabun kireç gibi bir alkali madde ile bir çeşit yağın karışımıdır. Günümüzde alkali olarak kireç yerine genellikle kostik soda kullanılıyor. Keçi yağı yerine de, sığır ve koyun yağlarından elde edilen don yağları, hurma, pamuk çekirdeği ve zeytinden elde edilen yağlar kullanılıyor. Alkali ve yağdan meydana gelen sabun da anne ve babasının özelliklerini taşır. Yani bir taraftan yağı severken diğer taraftan suyu sever. Sabun moleküllerinin bir ucu yağı, diğer ucu da bir alkali olan suyu çeker.Ellerimizi ovuşturduğumuzda yağ ve kirler, dolayısıyla içindeki bakteriler parçalanır. Sabun molekülleri bu yağlı kirleri sararlar suyla birleştirirler ve artık çözünemez hale getirirler. Musluktan akan su ile de uzaklaşır giderler. Ellerin kurulanması ile de bakterilerin çok sevdiği nemli ortam ortadan kalkmış olur.Günümüzün modern marketlerinde ise sabunun, bazı katkı maddeleri, boyalar, parfümler, deodoranlar, bakteri giderici maddeler, kremler, losyonlar ve reklamlarda söylenilen diğer maddeler eklenmiş hali ile karşılaşıyoruz. Şampuan, diş macunu, tıraş kremi ve kozmetikler, sabunun sodyumun değişik bileşikleri ile yapılmış diğer adlarıdır. Eğer kostik soda yerine potasyum kullanılırsa, daha yumuşak olan sıvı sabun elde edilir.

Salı, Eylül 05, 2006

SABUN ve SABUNCULUĞUN TARİHİ

İÇİNDEKİLER
I- SABUN ve SABUNCULUĞUN TARİHİ
II- SABUNCULUKTA KULLANILAN HAMMADDELER
a) Yağlar
b) Kostik
c) Su
d) Kireç
e) Tuz
f) Silikat
III- SABUNUN KİMYASAL ve FİZİKSEL BAKIMDAN İNCELENMESİ
a) Sabunun Tanımı
b) Sabunun Elde Edilmesi
c) Sabunların Erime Derecesi
d) Sabunların Nem Çekmeleri
e) Sabunların Herhangi Bir Eritkende Erime Özgünlüğü
f) Hidroliz
g) Köpürme Enerjisi
h) Sabun Erilleri Üzerine Elektrolitlerin Tesiri
i) Elektrolitlerin Sabun Erillerini Ayırma Enerjisi
j) Sabunun Antiseptik enerjisi
k) Sabunların Temizleme Özelliği
IV- SABUNLARIN SINIFLARA AYRILMASI
A) YUMUŞAK SABUNLAR (Arap Sabunu)
a) Şeffaf Arap Sabunları
b) İçinde beyaz billurlar bulunan Arap Sabunları
c) Sedef görünümünde beyaz ve sarı arap sabunları
B) SIVI SABUNLAR
a) Sıvı sabunların ham maddeleri
b) Sıvı sabunlarda aranılan özellikler
c) Sıvı sabunların yapılmasında kullanılan Usuller
d) Sıvı Traş Sabunları
e) Saç İçin Kullanılan Sıvı Sabunlar (Şampuan)
f) Sıvı Sabunların Berraklandırılması
C) TUVALET SABUNLARI
a) Tuvalet Sabunlarında Kullanılan ham maddeler
b) Tuvalet Sabunlarında Kullanılan Kokular
c) Tuvalet Sabunlarının yapılması
d) Ham tuvalet sabunlarının makinalarda işlenmesi
e) Tuvalet Sabunlarının Acıması
f) Tuvalet Sabunlarında Genel olarak Görülen Kusurlar
TSE 'ne göre sabunda bulunması gerekli özellikler

I-SABUN ve SABUNCULUĞUN TARİHİ
İlk zamanlarda sabun endüstrisi yoktu. Hatta bugünkü sabunlara benzer maddelerin kullanıldığınada rastlanmıyor. Ancak eski zamanlarda menşei hayvan veya nebat (Bitki) olan alkali tuzlar temizleyici olarak kullanılıyordu.
Miladın ilk yıllarında tabii sodanın veya nebat küllerinin kireç ve su ile karışmasından elde edilen erilin çok kuvvetli temizleme özgünlüğüne sahip olduğu biliniyordu. Bununla beraber ilk temizleyici maddeler arasına kokmuş idrarı da katmak gerekir.
Şimdiki sabunların bileşimlerine benzer ilk sabunu Golvalılar yapmıştır. Bunlar odun külünü iç yağı ile karıştırarak saçları kırmızıya boyayan bir madde ele geçiriyorlardı. Sonraları kirecin tabii soda veya külünün su ile karıştırılmasından ele geçirile eril yağın verdiği maddenin diğerlerinden daha tesirli olduğu anlaşılmış ve bundan bugünkü sabunculuğun temelleri doğmuştur. Buna benzer bir maddeyi araplarda cilt hastalıklarında temizleyici olarak kullanıyorlardı. Yarı şeffaf olan bu sabun kireç ve külden geçirilen suyun soğukta zeytinyağı ile karıştırılmasından ele geçirildi; bu madde bugünkü kullanılan arap sabunudur.
Sabunculuğun asıl keşfi Löblen tarafından sodyum karbonatın (Na2CO3) yani sodanın keşfinden sonra başlar. Sodanın keşfinden önce sabuncular nebat küllerindeki alkali ile tabi sodadan faydalanılıyordu. Halbuki gerek külün ve gerek tabi sodanın içerisinde bir çok yabancı maddeler bulunduğundan bunlardan hazırlanan lesivler saf olmadığından elde edilen sabunlarda saf ve istenilen beyazlıkta değildi.
Son yüzyılın yarısından sonra ileri ülkelerde sabunculuk büyük önem ve büyük verimler kazandı. Sonraları sabunculukta bir çok yağların koko ve palmist yağları ile balık yağının kimyasal metotlarla sertleştirilmesinden ele geçirilmiş olan sert yağlarla, reçinenin sabun endüstrisinde yer tutması sabunların özgünlüklerinin iyileştirilmesine ve maliyet fiyatının düşmesine sebeb oldu. Yağlardan ele geçirilen yağ asitlerinin karbonatla sabunlaşması sabunculukta yeni bir çığır açmıştır.
II- SABUNCULUKTA KULLANILAN HAMMADDELER
Sabunculukta kullanılan hammaddeler
a) Yağ
b) Kostik (NaOH)
c) Su
d) Soda
e) Kireç
f) Tuz
g) Silikat
A) YAĞLAR
Hayvan ve bitkilerin yapısında bulunurlar. Kaygan, sudan hafif, kağıt ve kumaşlar üzerinde leke bırakan maddelerdir.
Yağlar katı, yumuşak ve sıvı olmak üzere üçe ayrılırlar.
Katı Yağlar: 100 ?C altında erirler. Renkleri beyaz veya sarımtıraktır. Hayvanlarda bulunan pek çok yağ katı olduğundan katı yağlara hayvansal yağda denir.
Yumuşak Yağlar: 20-30 ?C erirler. Renkleri beyaz veya sarımtıraktır.
Sıvı Yağlar: Soğukta donarlar. Renkleri sarı, sarı yeşilimtırak, yeşil ve balık yağları gibi kırmızıya yakındır. Sıvı yağların viskozitesi suya göre büyüktür. Viskozitesi en yüksek olan sıvı yağ hint yağıdır. Bitki kökenli yağların çoğu sıvıdır. Bu nedenle sıvı yağlara bitkisel yağlarda denir.
a) Yağların Kimyasal Yapıları:
Yağların kimyasal yapıları karbon, hidrojen ve oksijenden oluşmaktadır. Maden yağlarının yapılarında ise hidrojen ve karbon vardır. genel formüller;

R _ C_OR şeklinde gösterilir.
Yağlar trigliserit ya da tri açil gliserin olup gliserinin tri esterleridir. Gliserin üç kıymetli bir alkoldür. Formülüde
CH2 - CH - CH2

şeklinde gösterilir. Gliserine asetik asit tesir ettirilirse, bir molekül gliserinin üç molekül asetik asitle birleşerek asetik gliserid ( Tri asetin ) verir.
CH2 - OH CH3COO - CH2
3CH3COOH + CH - OH CH3COO - CH + 3H2O
CH2 - OH CH3COO - CH2
Asetik Asit Gliserin Triasetin
Sabunculukta Kullanılan Yağlar
A) Sıvı Nebati Yağlar
1-) Keten yağı 8-) Saya yağı
2-) Kendir yağı 9-) Pirina yağı
3-) Ayçiçek yağı 10-) Araşit yağı
4-) Pamuk yağı 11-) Fındık yağı
5-) Haşhaş yağı 12-) Badem yağı
6-) Mısır yağı 13-) Hint yağı
7-) Susam yağı 14-) Zeytinyağı
Bunlardan başlıcaları ;
a) Ketenyağı: Keten yağı keten tohumunun pres veya ekstraksiyonundan elde edilir. Tohumlardaki yağ miktarı %32-42 arasındadır. Tohumların soğukta pres edilmesiyle elde edilen keten yağı çok açık sarı renktedir. Ketenyağı %10 nispetinde don yağ asitleri gliseridlerinden %90 nispetinde linoleik ve linoleik asitlerin gliseridlerinden yapılmıştır.
b) Ayçiçek yağı: Ayçiçeği tohumu Rusya ve Macaristanda fazla ekilir. Bu tohumlarda %35-45 yağ vardır. pres edildiklerinde küspede %7-7,5 yağ kaldığından %28-30 nispetinde yağ elde edilir. Ayçiçeği berrak, açık sarı renkte güzel kokulu ve tattadır. Zeytinyağı ile %30-35 nispetinde karıştırılırsa oldukça sert çamaşır sabunları yapılabilir. Ayçiçeği yağı potas kostikle (KOH) sabunlaştırılırsa çok güzel açık sarı renkte arap sabunu verir.
c) Zeytinyağı: Zeytin ağaçlarının meyvelerinden çıkarılır. Tamamen olmuş meyvalar koyu menekşe veya siyah renkte olurlar. Olmuş meyvaların çekirdekleri etrafında yağca zengin etli bir tabaka vardır ki yağlı kısmını teşkil eder.
Meyvalardaki yağ miktarı zeytinin cinsine tanelerin büyüklük ve olgunluk derecesine göre %20-60 arasında değişir. Yağın rengine göre beyaz, krem, yeşilimtrak veya sarıyeşil renkte olurlar. Bu sabunlar suda kolaylıkla erir, soğuk ve kireçli sularda güç fakat sıcak suda kolaylıkla köpürür, ince ve sabit bir köpük verir.
B) Katı Nebati Yağlar:
1-) Palm yağı
2-) Koko yağı
3-) Palmist yağı
4-) Kakao yağı
Bunlardan başlıcaları;
a) Palm yağı: Başlıca palmitin ile aleinden yapılmıştır. Bu yağın serbest asidesi çok yüksektir. Hurma yağının turuncu rengi kostikle sabunlaşmada bozulmadığından elde edilen sabun az veya çok turuncu bir renkte bulunur.
Hava yavaş yavaş palm yağını beyazlaştırır. Ham veya beyazlatılmış palm yağı kolaylıkla sabunlaşır.
b) Koko yağı: Hindistan cevizi denilen koko cevizlerinin prese edilmesinden elde edilir. Koko cevizleri iki türlü ağacın meyvalarıdır. Bu meyvalarda %60-70 civarında yağ bulunmaktadır. Koko yağı taze iken güzel beyaz renkte süt lezzetinde ve kendisine has özel bir kokusu vardır. koko yağı başlıca; lorik asit, miristi asit, gliseridleri ile az miktarda aleik, stearik, palmitik asitlerden yapılmıştır.
C) HAYVAN yağları
1-) İç yağı
2-) Domuz yağı
3-) Kemik yağları
4-) Balık yağları

B-) KOSTİK
Sabun üretiminde kullanılan maddelerden biridir. Teknikte en çok kullanılan iki hidratı vardır. bunlar sud kostik (NaOH) ve potos kostik (KOH) dır. Bunlardan başka bunların alkali karbonatı olan sodyum karbonat (Na2CO3) ile potasyum karbonatta (K2CO3) sabun endüstrisinde çok kullanılır.
Sud Kostik:
Sabun fabrikalarında sud kostiğin türlü bomedeki erilleri kullanılır. Sud kostik kolaylıkla havadaki karbondioksit (CO2) emdiğinden yapısında az yahut çok miktarda Na2CO3 bulunur. Havada bırakılırsa havanın nemini alarak sulanır. İyi cins sud kostikte %93,2 sodyum hidrat %2 sodyum karbonat %3,8 tuz bulunur.
Potas Kostik:
Potasyum karbonatın (K2CO3) kireç ve su ile kaynatılmasından potas kostik elde edilmesi sabun fabrikalarında uzun zaman tatbik edilmiştir. Bugün potasyum klorürün (KCl) elektroliz edilmesinden elde edilmektedir.


C- SU
Saf su H2O formülünde renksiz, kokusuz, tatsızdır. 0 ?C de donar ve 100 ?C de kaynar. Su +4 ?C de en yüksek yoğunluğa sahiptir. Sabun endüstrisinde sabunun koyu erili ile çalışıldığından kullanılacak sulara dikkat edilmelidir. Pişmiş sabunlarda kazanda sabun daime kostik soda ve karbonatla kaynadığından suyun sertliği sabun üzerine mühim bir tesir yapmaz. Ancak şeffaf sabun, arap sabunu ve soğukta yapılan sabunlarda kullanılan su çok kireçli olursa elde edilen sabunlar bir bulanıklık gösterir.

D- KİREÇ
Sabunculukta kullanılan kireç (CaO); kalsiyum karbonat CaCO3 yani kireç taşlarının yakılmasından elde edilir. Saf kalsiyum oksit beyazdır fakat kireç taşlarının yakılmasından elde edilen kireçte az veya çok miktarda demir, mangan, alimünyum oksitleri bulunduğundan esmer veya sarımsı renkte olurlar.
Yeni yanmış kirece sönmemiş kireç denir. Bunun üzerine biraz su konulduğu zaman sönmüş kireç haline gelir.
CaO + H2O Ca(OH)2
Sabunculukta kullanılacak kireç daima taze olmalıdır. Çünkü kireç havadaki karbondioksiti (CO2) emerek tekrar kalsiyum karbonat (CaCO3) haline geldiğinden kuvvetini kaybeder. İyi bir kireçte hiç olmazsa %85-90 nispetinde kalsiyum oksit bulunmalıdır.

E- TUZ
Sabunculukta tuz çok kullanılır. Bilhassa sabun erili üzerinden bitirilmiş sabunlar tuzla iki üç defa yıkamak suretiyle temizlenirler. İyi olmayan yağlardan yapılan sabunlarda kullanılan tuz miktarı çok yüksektir. Zeytinyağından yapılan sabunlarda tuzla beraber soda, kostik soda ve gliserin bulunduğundan kullanılan tuz miktarı azdır.
F- SİLİKAT
Silikat ticarette 1,326-1,530 dansitesinde (36-50B) sodyum silikatın koyu erili halinde, demir fırçalarda bulunur. Henkel'e göre 38B'lik normal silikatlarda %7,7 (Na2O) sodyum oksit ve %25,5 (SiO2) silisyum oksit vardır. sodyum silikat çamaşır sabunlarında verimi yükseltmek için sabuna katıldığı gibi, çamaşır için yapılan sabun tozlarının da yapısında bulunur. Sodyum silikatında sabun gibi temizleme özgünlüğü vardır.
Arap sabunlarında sodyum silikat yerine potasyum silikat kullanılır. Sodyum ve potasyum silikat erilinin sabun içinde yayılmasını kolaylaştırmak için kullanılmadan evvel 38 bomelik 100 kilo silokat içine 5-7 kg aynı bomede sud veya potas kostik erili konulmalıdır.

III. SABUNUN KİMYASAL ve FİZİKSEL BAKIMDAN İNCELENMESİ
a) Sabunun Tanımı:
Kimyasal bakımdan yapısında en az altı karbon atomu bulunan yüksek moleküllü yağ asitlerinin tuzlarına sabun adı verilir. Ticarette sabun dediğimiz madde karakteristik özgünlükleri bulunan yüksek moleküllü yağ asitlerinin alkali tuzlarıdır. Daha ziyade C16 ve C18 tuzlarını az miktarda da daha küçük molekül ağırlıklı karbonsilatları taşırlar.
Genel formülleri R - C - O-Na+ şeklindedir.
b) Sabunların Elde Edilmesi:
Sabun, nötr yağların sud veya potas kostik gibi alkali moleküllerle sabunlaşmasından, yağ asitlerinin alkali veya alkali karbonatlarla nötralize edilmesinden elde edilir. Yağ asitlerinin nötralize edilmesi su veya alkol içinde yapılır.
Yağların molekül yapısı bir trigliseriddir. Bu nedenle alkali kostikle sabunlaştırıldıkları zaman yağ asitlerinin alkali tuzları olan sabunun verdikleri gibi bir miktar gliserini açığa çıkarırlar. Bu olaya sabunlaşma adı verilir.
Yağların alkalilerle sabunlaşması aşağıdaki tepkime ile gerçekleşmektedir.
CH2O2C(CH2)16CH3 CH2OH
CHO2C(CH2)16CH3 + 3NaOH CHOH + 3CH3(CH2)16CO2-Na+
CH2O2C(CH2)16CH3 CH2OH
Gliseril Tristearat Sud kostik Gliserin Sodyum stearat
Yağ asitlerinin nötralize edilmesi şu şekilde olur.
C17H35 - C - OH + NaOH C17H35 - C - O-Na+ + H2O
Stearik Asit
Sabunlaşmada sud kostik yerine alkali karbonlar kullanırsak
2C17H35C - OH + Na2CO3 2C17H35C - O-Na+ + CO2 + H2O
Stearik Asit
c) Sabunların Erime Derecesi
Sabunların erime sıcaklıkları kendilerini teşkil eden yağ asitlerininkinden çok daha düşüktür. Sabunlar eritildiği zaman katı halden sıvı haline geçtükleri noktayı kesin olarak bulmak mümkün değildir. Halbuki yağ asidi alkali tuzlarının karakteristik bir erime noktası vardır. Saf yağ asidi tuzlarının erime dereceleri yüksektir.

Bazı yağ asidi tuzlarının erime dereceleri;
Sodyum stearat 260 ?C
Sodyum palmitat 270 ?C
Sodyum miristat 250 ?C
Sodyum lorat 255-260 ?C
Sodyum oleat 232-235 ?C

d) Sabunların Nem Çekmeleri:
Hangi cins hammaddelerden yapılırsa yapılsın bütün sabunlar havanın nemini çekerler. Potasyum sabunlarının bu özgünlüğü sodyum sabunlarında daha çoktur. Potasyum sabunları %162 miktarına kadar havadan rutubet çektikleri halde sodyum sabunları ancak %12 'ye kadar nem çekerler.
Nemli bir havada yağ asidi tuzlarının çektiği rutubet miktarı aşağıda gösterilmiştir.
Sodyum oleat %12
Potasyum oleat %162
Sodyum stearat %7,5
Potasyum stearat %30
e) Sabunun Herhangi Bir Eritkende Erime Özgünlüğü
Sabunlar suda erirler. Bu erime esnasında sabunun jelatinleştiği ve pıhtılaşarak küçük parçacıklara ayrıldığı görülür. Eğer bir sabun parçası beze sarılarak soğuk su ile dolu bir kavanoza batırılacak olursa sabunun bir kısmı tamamen eriyerek duru bir eril verir. Halbuki diğer kısmı adeta sabunun iskeletiymiş gibi biçimini bozmadan katı bir halde kalır. Kavanozun suyu birkaç defa değiştirilecek olursa yine erimeyen bir kısım kalır.
Sabun sıcak suda tam olarak erir. Bununla beraber sabunun erime özgünlüğü hammaddenin cinsi ile çoğalır veya azalır. Genel olarak doymamış yağ asitlerinden yapılan sabunlar ancak sıcak suda eriyerek berrak bir eril verirler. Ayrıca bütün potasyum sabunlarının erime özgünlüğü sodyum sabunlarından fazladır.
Alkali sabunları sudan başka alkolde de erirler. Alkolün sabunu eritme özelliği sudan daha çoktur. Kuru sabun benzin, eter ve diğer organik eritkenlerde pek az erirler. Fakat nemli sabunların erime nispeti daha yüksektir. Nötr sabunlara yağ asidi ilavesiyle elde edilen asitli sabunlar organik eritkenlerde oldukça yüksek oranda erirler. Organik eritkenlerden bilhassa fenol ve krezolün hidrojenle tepkimesiyle elde edilen hekzalin, metil hekzalin eritkenleri nemli sabunlarda berrak eriller verirler. Bu iki maddenin bu özgünlüğünden faydalanarak teknikte yüksek temizleme özelliğine sahip, hekzalin ve metil hekzalinli sabunlar yapılmaktadır.
f) Hidroliz:
Sabun sudaki erilinde hidroliz olarak serbest alkali ve serbest yağ asitlerine ayrılır. bir molekül yağ asidi hidroliz olmamış sabunla birleşerek bir asit milh verir.
R - C - O-Na+ + H2O NaOH + R - C - OH
Doymuş yağ asitlerinin molekül ağırlıkları yükseldikçe hidroliz çoğalır. Doymamış yağ asidi tuzları ile elde edilen sabunların hidrolizi diğerlerine oranla çok azdır.
Stipel'e göre nötr yağlardan yapılan sabunlarda kullanılan yağın doymuş ve doymamış olmasına göre hidroliz azalıp çoğalmaktadır. Mesela; Stearik, palmilik, oleik asitlerinden yapılan sabunlar çok miktarda su ile muamele edildiklerinde sodyumun yarısı hidroliz suretiyle erilden ayrılmış bir halde bulunur. Halbuki koko ve palmist gibi küçük moleküllü yağlardan yapılan sabunların hidrolizi pek azdır ve yahut hiç olmaz. Sabunun sudaki eriline bazı maddelerin katılmasıyla hidrolizi azaltılabildiği gibi tam olarakta önüne geçilebilir. Sabunun sudaki eriline tuz, kostik konulması veya sabunun eridiği eritkenin değiştirilmesi ile de hidroliz durdurulabilir. Teknikte sabunun pişirilmesi esnasında kazana biraz fazla serbest alkali konulması, hidrolize engel olarak, tam bir sabunlaşma elde etmek içindir. Bundan başka sabun eriline etil alkol, amil alkol gibi hidrolize engel olan eritkenlerin katılmasıda alkaliler gibi tesir eder. Ancak iyi bir sonuç elde etmek için %40 alkol yahut %15 alkol katılmalıdır.



g) Köpürme Enerjisi:
Sabunların köpürme enerjisi ile temizleme özgünlüğü arasında sıkı bir ilişki vardır. Bundan faydalanarak sabunun köpürme indisini ölçmek suretiyle o sabunun köpürme indisini ölçme suretiyle o sabunun temizleme enerjisini anlayabiliriz.
Potasyum sabunlarının sodyum sabunlarından daha çok köpürdüğü eskiden beri biliniyordu. Potasyum sabunları küçük kabarcıklar halinde ve çabuk sönmeyen dayanıklı bir köpük verir. Bunun için traş sabunlarının yapılmasında sud kostikle beraber potas kostik kullanılmaktadır.
Koko ve palmist yağlarının sabunları çabuk sönen ve kuruyan dayanıksız bol bir köpük verir. Bunlardan başka iyi köpüren sabunlar arasında zeytin ve ayçiçeği yağlarında yapılan sabunları, normal derecede köpük verenler arasında iç yağı, stearin, hidrojenle sertleştirilmiş yağlarla sıvı ve yumuşak yağların sabunlarını sayabiliriz.
İyi köpürmeyen sabunlara hint yağının sülfane edilmesiyle yapılan sülfaresinoleik asidin katılması onların normal şekilde köpürmesini sağlar.
Fiziksel olarak köpürmeyi şu şekilde anlatabiliriz; Sabunun sudaki erilindeki hidroliz dolayısıyla oluşan asitli sabun erilde son derece küçük parçacıklara ayrılmış halde bulunur. Bu erile havanın girmesi bu parçacıkların şişerek küçük baloncuklar oluşur.
Bundan sonra hangi yağlardan yapılan sabunların çok köpürdüğü ve bu sabunların verdiği köpüğü ölçmenin mümkün olup olmadığı düşünülmüştür. Bu olayda Yung Kutz bir sürü denemelerden sonra, yaptığı incelemelerle sabunların köpürme indisini ölçmek için bir yöntem ortaya koymuş ve her yağın köpürme enerjisini bir sayı ile göstermiştir. Yung Kuntz bütün denemelerini her yağ üzerinde ayrı ayrı yapmıştır. Bunun için denemek istediği yağların sabunlaşma indisi ile reflaksiyon indislerinin köpürme indisi ile ilgili olduğunun kanısına varmıştır.
Bazı yağlardan yapılan sabunların köpürme indisi aşağıda verilmiştir.
Sabunlaşma Reflaksiyon Köpürme indisi
indisi Derecesi 40? de 1dakika 3 dakika
sonra sonra
Koko yağı 258,2 17,6 53 30
Zeytin yağı 189,8 40,0 28 15
Susam yağı 186,5 46,6 23 13
Pamuk yağı 183,3 46,2 22 13

Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi köpürme indisi, sabunlaşma ve Reflaksiyon derecesi ile ters orantılıdır. Sabunda doymamış yağ asitlerinin çok miktarda bulunması köpürme indisini azaltmaktadır. Ayrıca sertleştirilmiş yağlarla yapılan sabunlarda köpürme indisinin çok az olduğunu göstermektedir.
Şu halde denilebilir ki;
Doğrudan doğruya koko ve palmist yağları veya bunların diğer yağlarla karıştırılmasından elde edilen sabunlar sülforesinoleik asit ilavesiyle elde edilen asitli sabunlar kısmen sodyum ve kısmen potasyum kostikle sabunlaştırılan yağlardan elde edilen sabunlar bol köpürürler. Fakat bu köpürme dereceleri kullanılan suyun sertliği yükseldikçe azalır.
h) Sabun erilleri üzerine Elektrolitlerin (Tuzların) Tesiri:
Elektrolitlerin sabun kitlesine olan tesirlerinin iyi bilinmesi teknik bakımdan çok önemlidir. Kullanılan az miktardaki elektrolit kazanda kaynayan sabun molekülleri ile az miktarda etkileşirler ve bunun tabi sonucu olarak sabun hamuru çok seyrek bir kitle haline gelir. Bundan dolayı sabun pertiküllerinin mikroskobik yapıları bu elektrolitlerden müteessir olurlar. Çok miktarda elektrolit katılması ile sabun molekülleriyle elektrolitlerin etkileşimi daha fazla olacağından su ile olan bağlantıları gevşer. İşte teknikte buna sabunu suyundan ayırma veya su üzerine çıkarma denir. Elektrolit olarakta tuz veya sud kostik kullanılır. Eğer bu suretle suyundan ayrılmış sabuna yavaş yavaş su verecek olursak sabun suyu emerek evvelce emdiği elektrolitleri suya verir.
Sabunu kendi homojen erilinde ayırmak için kullanılacak elektrolit miktarı (tuz, sud kostik, karbonat gibi) sabun erilinin koyuluğuna sabunun yapıldığı yağların cinsine ve elektrolitlerin pıhtılaştırma enerjilerine göre değişir.
Koko, palmist ve hint yağından başka bütün nebat ve hayvan yağlarından yapılan sabunlar elektrolitlere karşı çok hassastırlar. Bunlara az miktarda elektrolit katıldığında kendi erillerinden pıhtılaşarak ayrılırlar. Halbuki koko, palmist ve hint yağından yapılan sabunları kendi erillerinden ayırmak için ne kadar çok elektrolit kullanılırsa kullanılsın tam bir ayırma elde etmek çok güçtür. Bu yağların diğer yağlarla karıştırılmasından elde edilen sabunlar daha kolaylıkla pıhtılaşarak kendi sularından ayrılırlar.
Elektrolitlere karşı hassa olmayan yağlardan yapılmış sabunlara bazı yağ asitlerini daha ilave edeceğizki, bunlar kendi karbon atomları zinciri iindeki hidrojenlerini bir holojen, bir hidroksil veya sülfa grubu ile değiştirmişlerdir. Sülfane edilmiş yağlar, aksi asitli yağlar ........ gibi. Bu yağlar bir sabun içinde bulundukları zaman bu sabunlar elektrolitlere karşı dayanıklı olurlar.
Leimdorfer'in denemelerinden çıkan sonuca göre ayrı cins birkaç sabun için kullanılan elektrolitlerin miktarları aşağıda gösterilmiştir.

Elektrolit Koko sabunu% Palmist sabunu% İç yağı sabunu%
Sodyum klorür (NaCl) 24 20,1 5,7
Sud kostik (NaOH) 19,1 14,2 5,1
Potas kostik (KOH) 26,7 26,7 7,2

I) Elektrolitlerin Sabun erillerini ayırma enerjisi:
Her elektrolitin sabunu, kendi erillerinden pıhtılaştırmak suretiyle ayırmak için gerekli ayırma enerjisi birbirinden farklıdır.
Bu enerji elektrolikitin molekül ağırlı azaldıkça çoğalır. Molekül ağırlığı yüksek olanların ayırma enerjisi azdır.
Elektrolitler aşağıda molekül ağırlıklarına göre şu şekilde sıralanır.
Molekül ağırlığı
1) Sud kostik (NaOH) 40
2) Potas kostik (KOH) 56
3) Sodyum klorür (NaCl) 58,5
4) Potasyum klorür (KCl) 74,6
5) Sodyum karbonat (Na2CO3) 106
6) Potasyum karbonat (K2CO3) 138,2
7) Sodyum sülfat (Na2SO4) 142,1
8) Potasyum sülfat (K2SO4) 174,3

görülüyorki sud kostik sodyum klorürden daha fazla ayırma enerjisine sahiptir. Kazanda kaynayan bir sabunu kendi suyundan ayırmak için 58,5 kg NaCl lazım gelse aynı sabunu sud kostikle ayırmak için 40 kg sodyum karbonatla ayırmak içinde 106 kg lazımdır.
Bir sabun üzerine arkası sıra farklı elektrolitin tesir ettirilirse kuvvetli elektrolitin tesiri kendisinden evvel ilave edilen ve az kuvvette bulunan bir elektrolitin azaltılmış olur. Bunun için sabuncular sabun verimini çoğaltmak için, sabuna silikat, tuz, karbonat gibi maddelerin erillerini karıştıracakları zaman evvela molekül ağırlığı yüksek olandan başlarlar.
j) Sabunun antiseptik enerjisi:
Sabunda oldukça yüksek antiseptik enerji bulunduğunu Robert Koch meydana koydu. Sabunun bu önemli enerjisi erilinin koyuluğu ve sıcaklığı ile çoğalmaktadır. Mesela arap sabunun sudaki beş binde bir nispetindeki erili şarbon sporlarının büyümesine engel olduğu gibi binde bir nispetinde erili ise bunları tamamen öldürmektedir.
Robert Koch yaptığı denemelerde sabun yerine onun yapısında bulunan yağ asitleri tuzlarını alarak onlar üzerinde çalıştı. Aldığı sonuca göre;
1) Doymamış yağlardan yapılan sabunlara nazaran doymuş yağlardan yapılan potasyum sabunlarının çok yüksek bir antiseptik özgünlüğü vardır.
2) Sabunun yapısında bulunan yağ asitlerinin molekül ağırlıkları yükseldikçe yani yüksek moleküllü yağ asitlerinden yapılan sabunlarda dezenfeksiyon enerjisi artar.
3) Potasyum sabunlarının antiseptik enerjisi potasyum sabunlarından daha çoktur.
Sabunların içine bir miktar parfüm katılmakla onların antiseptik özgünlüğü çok yükseltilebilir. Mesela Terpineol, Vanilin gibi.
k) Sabunların Temizleme Özelliği
Bir sabun molekülü uzun bir hidrokarbon kısmı ve bir iyonik uç taşır. Molekülün hidrokarbon kısmı hidrofobik olup, polar olmayan maddelerde çözülür. Oysa iyonik uç hidrofiliktir ve suda çözünür. Sabun molekülü hidrokarbon zinciri nedeniyle suda tam olarak çözünmez, ama miseller oluşturarak suda kolayca suspense olur. misel 5-150 sabun molekülünün hidrokarbon kısmının biraraya geldiği, iyonik ucun suya yöneldiği kümelerdir.
Aşağıdaki şekilde sabunun alkali karboksilat iyonlarının miseli gösterilmiştir.

Sabun ve Na+ iyonları




Sabunun önemi yağımsı kirleri emülsiyon haline getirip, uzaklaştırmasından ileri gelir. Bunu şu iki özelliği sayesinde yapar. Hidrokarbon zinciri polar olmayan yağ damlacıklarında çözünür. Aniyonik uç ise suda çözünerek yağ damlacıklarının birleşmesini önler ve yıkanan nesneden misellerle birlikte su yardımıyla uzaklaşır. Ayrıca sabunlar yüzey aktif maddelerdir. Çünkü bunlar suyun yüzey gerilimini düşürürler. Herhangi bir yüzey aktif maddenin molekülü bir hidrofobik uç (bir yada daha fazla hidrokarbon zinciri) ve bir hidrofilik uç )çoğu kez iyonik, ama her zaman değil) taşır. Yüzey aktif maddenin olabilmesi için molekülün hidrokarbon kısmı 12 yada daha fazla karbon taşımalıdır.
Aşağıda yüzey aktif maddenin simgesi gösterilmiştir.


Yüzey aktif maddeler hidrofilik grubun niteliğine göre anyonik, katyonik ve nötral diye sınıflandırılabilirler. Sabunlar karboksilat grupları nedeniyle anyonik sınıfa girer.

IV) SABUNLARIN SINIFLARA AYRILMASI
Sabunlar görünümlerine göre sert ve yumuşak olurlar. Sud kostikle yapılan sabunlar sert olurlar; çamaşır sabunu ve tuvalet sabunları gibi.
Potas kostikle yapılan sabunlar yumuşak olurlar. Örneğin, arap sabunları

A) YUMUŞAK SABUNLAR (Arap Sabunu)
Yağların potas kostikle sabunlaştırılmasında elde edilen sabunlara arap sabunu adı verilir. Kendilerine göre sertlik ve yapışkanlıkları vardır. bu sabunların rengi kullanılan yağın cinsine göre açık sarıdan koyu esmere kadar değişir. Ticarette beyaz, sarı, turuncu, yeşil, hatta siyah renkli olanları vardır. Arap sabunları havadan çok miktarda nem çekerek sulanır ve kıvamlarını kaybederler. Bunun için suda diğer cins sodyum sabunlarından daha çok erirler.
Bu sabunlar çok miktarda suyu yapılarında tuttuklarından verimleri yüksektir. Bir şey katılmaksızın 100 kg. yağ 240-250 kg. sabun verir.
Arap sabunları kullanılan ham maddenin cinsine ve görünümlerine göre üçe ayrılır.
1- Şeffaf arap sabunları
2- İçinde beyaz billurlar bulunan arap sabunları
3- Sedef görünümünde beyaz ve sarı arap sabunları
a) Şeffaf arap sabunları
Şeffaf arap sabunu için yazın sıcağa dayanıklı olan pamuk, susam, araşit, pancar, zeytin, fındık yağları ve yağ asitleri kullanılır. Ancak kışın bu yağları kullanmamak veya çok az miktarda kullanmak gerekir. Yoksa soğukta sabun donarak sertleşir ve kendi şeffaf görünümünü kaybeder.
Arap sabunlarında potas kostik erili kullanılırsa da yazın ve sıcak mevsimlerde yapılacak sabunlara bir kısım sud kostik katılmalıdır. Yoksa sabun kıvamını kaybederek yumuşar. Stearini az olan yağlarla sıcak mevsimlerde çalışmak zorluğu karşısında bulunuluyorsa, kâfi miktar bir kıvam elde etmek için bir kısım soda kullanılmalıdır. Soğuk mevsimlerde ise çok miktarda soda veya sud kostik kullanılırsa sabun sert ve gevrek olur, çirkin ve bulanık görülür. Bundan başka sud kostik ilave edildikçe verim düşer.
Arap sabununun köpüğünü çoğaltmak için 100 kg. yağa 10-15 kg reçine katılır. Bunun için reçine yağla beraber kazana konulur ve eritilir, yahut kâfi miktarda potas kostikle (100 kg reçine için 75 kg 30 bomelik potas kostik) bitirilmiş sabuna katılarak kaynatılır.
Reçineli sabunların rengi biraz koyu, verimleri az olur. Reçine katılması sabunu yumuşak düşürdüğünden bir miktar sud kostik kullanmak mecburiyeti vardır.
Arap sabunu için ateş kazanları ve buharla ısıtılan kazanlar kullanılırsa da en iyi arap sabunu kazanı hem ateş ve hem de direkt buhar tertibatına sahip olanlardır. Çünkü bu kazanlarda önce sabunlaşma buharla yapılır, sonra ateşle pişirilip bitirilir.
Fabrikasyon Usulü:
Önce potas kostik ve sud kostik erilleri birbirleriyle karıştırılarak sodyum karbonat ve potasyum karbonat buharlanmış lessiv içinde eritilir. Sonra bu erilin beşte biri ve suyun tamamı kazanda kaynatılır. Eğer reçine varsa oda ilave edilir ve bütün yağ kazana çekilir. İstenilen sıcaklığa erişildiğinde bir emülsiyon meydana gelerek kazanda yükselir ve yağla kostiğin birleşmesi başlar. Verilen kostiğin tamamen birleştiği spatül ile alınan örnekte lessiv damlalarının görünmemesi oldukça kalın ve şeffaf bir sabun tabakasının görünmesi ile anlaşılır. Bu suretle iyi bir birleşme elde edilir, sonra yeniden yavaş yavaş kostik erili verilir, böylelikle sabun hamurunun tamamen kalınlaşarak bir çok zorluklara meydan verilmesinin önü alınmış olur. En mühim nokta verilen potas kostik yağla birleşmedikçe, yeni bir kısım ilave etmemektir. Bütün kostik erili ilave edildiği zaman kazanda şeffaf ve kolaylıkla kaynayan bir sabun hamuru elde edilmiş olmalıdır. Bir saat kadar kaynatıldıktan sonra direkt buhar kapanır, ocak yakılır. Ağır bir ateşle kaynatılır. Sabun önce üzerinde hafif bir köpük tabakası ile kaynar. Sonra bu köpük kaybolarak kaynayan yerler gül gibi kıvrım kıvrım açılır. Bu dereceyi bulduktan sonra sabunun kostik ve suyu ayarlanır.
Sabundaki Kostik Miktarının Ayarlanması:
Kaynayan sabundan kaşıkla alınarak bir cam üzerine demir bin lira büyüklüğünde yuvarlak parçalar akıtılır ve soğumaya bırakılır. Eğer sabunun kostiği kâfi ve suyu yeterli derecede uçurulmuş ise cam üzerine konulan sabun gerek sıcak iken ve gerek soğuduktan sonra berrak ve şeffaf kalır. Cam levha siyah bir kumaş üzerine konulduğu zaman sabunun üzerinde az miktarda serbest alkaliden meydana gelen damarlar gözlenir. Sabun üzerine parmakla basıldığında oldukça bir kıvam katılık gösterdiği gibi camdan kolaylıkla ayrılmaz ve yapışık olarak kalır.
Eğer sabunun serbest kostiği çoksa; cam üzerine konulan örnek yayılır ve cam üzerinde ince bir tabaka meydana getirir. Eğer pek çok miktarda serbest alkalisi varsa bulanık ve cama yapışmayan kayıcı bir tabaka halinde kalır. Sabunun etrafında çok taşkın b,r kostik halkası görünür. Böyle serbest alkalisi çok olan sabunlara bir miktar yağ katılarak kaynatılır ve yukarıda yazdığımız özgünlükleri gösterinceye kadar yağ ilavesine devam olunur. Eğer kazandaki sabunda daha sabunlaşmayan yağ bulunursa karşıma 17-18 bomelik kostik ilavesinden sonra kaynatılarak tekrar örnek alınır.
Cam üzerinde soğutulan örneğin gerek sıcak iken gerek soğuduktan sonra bir bulanıklık göstermesi ya serbest alkali veya sabunlaşmamış yağdan ileri gelir. Bunu anlamak için soğumuş sabunun üst tabakası bir bıçakla kaldırıldığında alt kısmı berrak görünür.
Sabun oldukça aşikâr bir sertlik gösterirse sabunun serbest alkalisi biraz çoktur. Az miktarda yağ ilavesiyle bu telafi edilir. Üst tabaka kaldırıldıktan sonra alt tabaka yine bulanık kalırsa sabunlaşmayan yağ vardır. az miktarda potas kostikle ayarlanır.
Suyun Ayarlanması:
Tamamen sabunlaşmış ve içinde sabunlaşmamış yağ kalmış bir sabun şeffaf ve berrak görünmeli ve kepçeden uzun damlalar halinde akmalıdır. Eğer sabunun suyu fazla olursa kepçeden çok uzayan damlalar halinde akar. Böyle bir sabun bir müddet kaynatılarak suyu uçurulmalıdır. Sabunun suyu az olduğu zaman alınan örnek alkalisi, kâfi olmasına rağmen bulanık görünür ve kepçeden kalın bir halde akar. O zaman bir miktar 3 bomelik potasyum karbonat verilerek düzeltilir.
Bu şekilde ayarlanan sabun bitirilmiştir. Ateş çekilir ve 24 saat kazanda bırakılır. Sıcaklığı 65?-70? düşünceye kadar beklenir. Sonra sabunun verimini normal bir hale getirmek için sabun karıştırılarak üzerine 12 bomelik potasyum klorür erilinde %5 miktarında verilir ve iyice karıştırılır.
Sabunun beyazlatılması lazımsa potasyum klorür erilinin arkasından 12 bomelik hipokrolit erilinden kazana konulan yağ miktarına göre %5-6 katılarak bir müddet daha karıştırılır. Bununla beraber beyazlatıcı olarak kullanılan hipoklorit erilinden sonra sabunun ayarı tekrar gözden geçirilmeli ve eğer kostiği noksan görülürse düzeltilmelidir.
Yağ asitlerinden arap sabunu yapılması çok kolaydır. Bunun için potas kostik, sud kostik erillerinin tamamı kazana konulduktan sonra gerekli olan potasyum karbonat ve su ilave edilerek kaynatılır. Üzerine yavaş yavaş yağ asitleri ilave edilir. Yağ asitleri bittiği zaman kazanda şeffaf bir sabun hamuru elde edilmiş olur ve yukarıda yazılan noktalara dikkat edilerek bitirilir.
Yağ asitleri kullanıldığı zaman hiçbir şekilde yağları önce kazana alarak üzerine yavaş yavaş kostik erilini ilave etmemelidir. Çünkü kazanda, sonra eritilmesi güç sabun parçaları meydana gelir.
b) İçinde Billuri Taneler Bulunan Arap Sabunları:
Ülkemizde bu cins sabun fazla kullanılmaz. Ancak ilk defa Almanya'da yapılan ve sonraları Avusturya, Danimarka gibi ülkelerin endüstrisinde büyük önem kazanan bu sabun çok miktarda ve fabrikalarda kullanılmaktadır.
Sarı ve şeffaf bir arap sabunu olan içinde küçük ve beyaz stearin billurları bulunmaktadır.
Bu sabunun fabrikasyonu çok güçtür. İyi bir pratik ve pişirilme esnasında büyük dikkat ister. Bu sabunlarda ham madde olarak sıvı ve sert yağlar kullanılır. Sıvı yağlar sabunun temelini teşkil ederler. Sert yağlar ise sabun içindeki billurları meydana getirirler. Kullanılan sert yağlar; iç yağı, hidrojen ile sertleştirilmiş yağlar, palm yağı, kemik, tutkal ve domuz yağlarıdır. Sıvı yağlar ise keten, kendir, pamuk ve aleindir.
İyi bir sabun elde etmek için temiz ve iyi kalite ham maddeler kullanmalıdır. Bunun için kullanılacak iç yağı taze, temiz ve küçük asitli olmalıdır. kemik ve domuz yağları eğer çok eski ve temiz değilse kullanılmazdan evvel berraklandırılmalıdır.
Keten yağı, pamuk yağı ve iç yağından yapılan sabunlar güzel billurlar verirler. Mısır yağı ve aleinde bu cins sabunlar için kullanılırsada aleinin verdiği sabunlar biraz koyu renkli olur. yağları sabunlaştırmak için genel olarak yalnız potas kostik kullanılır. Bu fabrikasyonda sud kostik kullanılamaz, çünkü billurlar net olmaz, küçük olurlar.
Şeffaf arap sabununda olduğu gibi bu sabunda da soda kullanılmaz, yalnız potasyum karbonat kullanılır.

c) Sedef Görünümünde ve Sarı Arap Sabunları:
Elaidin adı verilen bu sabunlar evlerde ve dokumacılıkta kullanılır. Katı, yumuşak ve sıvı yağlar birbirleriyle karıştırılarak kullanılır. Beğenilerek kullanılan başlıca yağlar; iç yağı, domuz yağı, kemik yağı, palm yağı, alein, beyazlatılmış keten yağı, araşit ve pamuk yağıdır. Sarı sabun istenirse, sabunları boyamak için hem palm yağı kullanılır. Sabunda iyi bir menekşe kokusu isteniyorsa beyazlatılmış palm yağı kullanılmalıdır. Kullanılacak potas kostik ise diğer arap sabunlarında olduğu gibi 25-30 bome olmalıdır. potas kostiğin bir kısmı yerine sud kostik kullanılır. Potasyum karbonat miktarı bu cins sabunlarda biraz farklı alınır.
Önce söylendiği gibi iyi bir sabun elde etmek için kostik eriline oldukça çok miktarda (potasyum karbonat) karıştırılmalıdır. Çünkü potasyum kullanılmazsa sabun çok sert ve esmer olur.
Sud kostik ilavesi kullanılan yağların cinsine ve mevsimine göre değişir. Çok miktarda iç yağı veya sert yağlar kullanıldığı zaman az miktarda sud kostik kullanılır. %30 içyağı, %10 palmist yağından sabun yapıldığı zaman sud kostik kullanılmaz, ancak sabuna kâfi yumuşaklık vermek için potasyum karbonat miktarını arttırmak lazımdır.



B- SIVI SABUNLAR
Kullanılış şekline göre sıvı sabunlar vardır. Bunlar;
1- Dokumacılıkta kullanılmak üzere doğrudan doğruya veya içine türlü eritkenler ilavesiyle yapılan sıvı sabunlar.
2- Evlerde kullanılan sıvı sabunlar.
3- Lokanta, otel gibi umumi yerlerde el yıkamak için kullanılan sıvı sabunlar.
4- Tuvalette kullanılan kokulu sıvı sabunlar.
5- Saç yıkamak için kullanılan sıvı sabunlar (Şampuan).
6- İçinde deva maddesine sahip olan antiseptik sabunlar.

a) Sıvı Sabunların Hammaddeleri:
Bu sabunlarda başlıca ham madde olarak yağ ve kostik kullanılırsa da sıvı sabun imaline elverişli yağları bilmek için tecrübe ve bilgiye sahip olmak gerekir.
Sıvı sabunculukta kullanılan ham maddeler üçe ayrılır.
1- Katı ve Sıvı yağlar.
2- Alkaliler (Sud kostik veya potos kostik)
3- Yabancı maddeler.

1) Yağlar:
Katı yağlar olarak kullanılan yağlar koko ve palmist yağlarıdır.
Koko Yağı:
Sıvı sabunlar için en iyi hammadde olarak ön sırada koko yağını sayabiliriz. Bütün tanıdığımız diğer yağlar içinde bu yağın sabunlaşma indisi en yüksek olduğundan alkali miktarı hesap edilirken bunu göz önünde tutmak lazımdır. Bu yağ koyu kostik erilleri ile kolaylıkla sabunlaşır. Bol köpük verdiğinden sabunculuğun diğer branşlarında çok aranır.
Palmist Yağı:
Sabunlaşma indisi koko yağına yakın olduğundan sıvı sabunculukta hemen hemen onun gibi kullanılır. Palmist yağının karakteristik bir kokusu vardır.
Sıvı sabunlarda kullanılan sıvı yağların başlıcaları; hint yağı, stearin , alein, keten yağı, zeytin yağı ve araşit yağlarıdır. Bunlardan bazıları;
Hint yağı:
Sıvı sabun endüstrisinde çok aranan bir yağ olup pahalı olmasından dolayı ancak iyi kalite sabunlarda kullanılır. Sıvı sabunlarda doğrudan doğruya kendisi kullanıldığı gibi derişik sülfirik asidin hint yağı ile etkileşmesiyle oluşan Türk kırmızısı yağının (sülforisinot) ilavesi ile çok köpüren sıvı sabunlar elde edilir.
Stearin
Stearinle yapılan sıvı sabunlar bulanık olduğundan ancak süt görünümündeki sıvı traş sabunlarında ham madde olarak kullanılır.
Soya yağı:
Yumuşak bir yağdır. Sıvı sabunlar için keten yağından daha elverişli bir ham madde olarak ucuz kalite sabunlarda kullanılır.
Zeytin yağı:
Berrak bol köpüren ve yüksek kaliteli sıvı sabunlar için zeytin yağı kullanmak güzel sonuç verir. Ancak zeytin yağı sarı ve yeşil olduğundan çok açık renkli sabunlar için yağ önce beyazlatılmalıdır.

2) Alkaliler:
Sıvı sabunlar için alkali olarak potas kostik kullanılır. Fakat potas kostik erili yapılırken destile su yahut sertliği düşürülmüş su kullanmak lazımdır.
Eşit miktardaki potas kostik suda eritildikten sonra elde edilecek %50 potas kostiğe sahip yani 50 bomelik eril elde edildikten sonra berraklaştırılmalıdır.
3) Yardımcı Maddeler:
Sıvı sabunlarda yardımcı ham madde olarak potasyum klorür, potasa (potaysum karbonat) kullanılır.

b) SIVI SABUNLARDA ARANILAN ÖZELLİKLER
1) Sıvı sabun berrak ve şeffaf olmalı:
Sıvı sabunlarda ilk aranılan özgünlük berrak ve şeffaf olmasıdır. İyi ve berrak sabun elde etmek için sabunlaşmayan yağ kalmamasına önem vermek lazımdır. Çünkü içinde sabunlaşmayan yağ kalmış olan sıvı sabunlar hatta birkaç defa süzülmüş olsalar dahi berraklanmaz ve bulanık görünürler. Bundan başka kullanılacak kostik erilininde berrak olması ve potas kostiğin destile, yahut sertliği düşürülmüş suda eritilmiş olması lazımdır. Eğer kullanılan su sert ise içinde fazla miktarda kireç ve magnezyum bulunur. Bu suretle elde edilecek sıvı sabun içinde bir kısım kireç ve magnezyum sabuna teşekkül ettiğinden sabunun bulanık görünmesine sebep olur. Bununla beraber magnezyum ve kalsiyumdan gelen bulanıklık süzülmekle kaldırılabilir. Bir çok sabun fabrikaları sıvı sabunlara daha parlak bir görünüm vermek için sarı ve suda eriyen anilin boyaları kullanılır. Sabunun verdiği köpüğün renkli olmaması için fazla miktarda boya kullanmamağa dikkat etmelidir.
2) Kâfi miktarda bir sıvı kıvamı göstermeli:
Sıvı sabunlar su gibi ince olmamalıdır. Sıvı sabunlar eğer yalnız koko ve palmist yağlarından yapılmamış olurlarsa kafi kalınlıkta olurlar. Bununla beraber sıvı sabuna bir miktar şeker erili konulmakla yeteri kalınlık elde edilebilir.
Sıvı sabunların temizleme ve yıkama enerjisini çoğaltmak için potasa kullanılırsada miktarı %0,5'i geçmemeli ve ancak endüstride kullanılacak cinslerine ilave edilmelidir. Tuvalet ve şampuan için kullanılacak sıvı sabunlarda serbest alkali ve potasyum karbonatın bulunmaması lazımdır.
3) Sıvı sabun çok köpürmeli ve iyi temizlemeli
Diğer sabunlarda olduğu gibi sıvı sabunlarda köpürme meselesi çok önemlidir. Çünkü sabunun temizleme enerjisi ile köpürme enerjisi arasında sıkı bir ilişki bulunduğundan bol köpüren sıvı sabunlar diğerlerinden üstün tutulur.
Kakao ve palmist yağlarından yapılan sabunlar çok köpürsede bu sabunların köpük boncukları çok büyük olduğundan ufak balonlu köpük veren sabunlar kadar enerjik temizlemezler. Aynı zamanda koko ve palmist yağlarından yapılan sıvı sabunlar insan cildini tahriş ettiğinden şampuan ve tuvalet için kullanılacak sıvı sabunlarda yalnız koko ve palmist yağı kullanmayıp diğer sıvı nebati yağlar (keten yağı, zeytin yağı vb.) ile karıştırılmalıdır. Bu karışım ince ve bol köpük verir. Sıvı sabunlara az miktarda sodyum ve potasyum sülfarisinat katılmakla önemli bir surette köpüğü çoğaltılabilir.
4) Sıvı sabun nötr olmalıdır:
Sıvı sabunun nötr olması yani içinde fazla miktarda serbest alkali (kostik) bulunmaması lazımdır. Özellikle tuvalet ve şampuan olarak kullanılan sabunların son derece nötr olmasına dikkat edilmelidir. Sabunlaştırılacak yağ için gerekli olan potas kostik miktarı teorik olarak hesaplanabilirse de iyi bir sabunlaşma elde etmek için daima bir miktar fazla kostik kullanılır. Bazı fabrikalard sıvı sabun bitirildikten sonra bu az miktardaki serbest kostik bir miktar sülfirik asit veya klorik asitle nötralize edilmektedir. Bununla beraber asit yerine alein de kullanılabilirse de aleinin sıvı sabundaki potas kostikle birleşmesi güçtür. Bunun için bir müddet sabunu kaynatmak yahut uzun zaman karıştırmak lazımdır., yoksa sabunda birleşmeyen alein kalarak sabunun bulanık olmasına sebep olur.
5) Sıvı sabunlar kötü kokulu olmamalıdır:
Sıvı sabunlar özellikle tuvalet ve saç için kullanılacak cinsleri kötü kokulu olmamalı, yıkandıktan sonra da cilt üzerinde hoşa gitmeyen bir koku bırakmamalıdır.
Sıvı sabunlarda görülen kötü koku, sabunlaşma neticesi, sıvı sabunda çok miktarda sabunlaşmayan yağ kalmasından ileri gelir. Bundan başka sabunu parfüme etmek için ağır kokulu esanslar kullanmakta doğru değildir.

c) SIVI SABUNLARIN YAPILMASINDA KULLANILAN USULLER:
Sıvı sabunları yapmak için başlıca üç usul kullanılır. Bunlar;
1- Şeffaf arap sabununu destile suda eritmek suretiyle elde edilir. Bu sabun el sabunu ve endüstri sabunu olarak kullanılabilir.
2- Pişirme usulü ile sıvı sabunların yapılması.
3- Yağları sıcak ve soğukta karıştırmak suretiyle sabunlaştırıldıktan sonra elde edilen sabunu destile su ile istenilen dereceye kadar sulandırmak.
Bu yöntemlerden ilk ikisi en fazla kullanılmaktadır.
1) Şeffaf arap sabunundan sıvı sabun yapılması:
Soda katılmış arap sabunlarından yapılan sıvı sabunlar kolaylıkla bulandığından bu fabrikasyon için kullanılacak arap sabunlarında soda bulunmamalıdır. Ancak potasyum karbonat ve potasyum klorürle yapılmış olursa bir zarar vermez.
Arap sabunundan sıvı sabun yapılması usulü çok kolay ve basittir.
Bunun için sıvı sabunda istenilen yağ asitleri miktarına göre arap sabunu sulandırmak lazımdır. Mesela %15 yağ asitli sıvı sabun yapmak için %40 yağ asitli arap sabunundan 37,5 kg ve destile sudan 62,5 kg alınmalıdır. Sabunun tamamı ve suyun 1/3 miktarı ateş ve buharla ısıtılan bir kazana konulduktan sonra arasıra karıştırılır ve 70-80 derecede sabun eritilerek, geriye kalan su üzerine ilave edilir.
Arap sabunlarında serbest kostik biraz çok miktarda bulunduğundan 100 kg sıvı sabun için 0,5 kg keten, hint yağı veya koko yağ asitleri katılmak suretiyle bu serbest alkali nötralize edilir. En iyisi arap sabunu 1/3 suda eritilir ve yağ asitleri ile nötralize edildikten sonra geriye kalan su katılır.
Çok açık renkli sıvı sabunlar için açık renkli ve temiz ham maddeden yapılmış arap sabunları kullanılır. Sıvı sabunun temizleme ve köpürme enerjisini çoğaltmak için içine %3 kadar Türk kırmızısı yağ katılır.
2) Pişirme usulü ile sıvı sabunların yapılması:
Pişirme usulü ile doğrudan doğruya sıvı sabun yapmak için ilk önce yapacağımız sabunun % yağ asidi miktarını belirlemeliyiz. Buna göre yağın potas kostik ve su miktarını hesaplamak lazımdır.
Fabrikasyon Usulü:
Süzülmüş berrak yağ veya yağların karışımı kazana alınır. Üzerine teorik olarak hesaplanan sudan, yağların miktarına denk bir miktar ilave edilerek kaynatılır ve potas kostiğin dörtte biri yağ üzerine ilave edilir. Önce beyaz ve sarımtırak bir emülsiyon sonra şeffaf bir sabun hamuru görünmeye başlar. Yavaş yavaş bütün potas kostik kazana verilir. Potas kostik vaktinde verilmezse sabun birdenbire katılaşır ve güçlükle kaynar. Böyle bir hal karşısında hemen geriye kalan potas kostiğin hepsini bir defada vererek sabun tekrar inceltilmelidir. Potas kostik vaktinden evvel verilirse önce verilen kostik, daha yağla iyice karışmadan (birleşmeden) ikinci bir kısım ilave edilirse sabun ayrılır ve tanelenir. Böyle olduğu zaman bir miktar su verilerek sabunu kaynatmak suretiyle tekrar hamur haline getirmek lazımdır.
Bütün kostik verildikten sonra buhar kapanır ve kazanın üzeri kapatılarak henüz sabunlaşmayan az miktarda yağ kalmış ise onun sabunlaşması için iki saat dinlenmeye bırakılır. Sonra sabun iyice karıştırıldıktan sonra alınan örnek fenolftalein erili ile kontrol edilir. Fenolftalein ile kontrol işlemi şu şekilde yapılır; bir miktar sabun nötralize edilmiş alkolde eritildikten sonra üzerine iki fenolftalein ilave edilir. Sabun istenilen düzeyde ise hafif pembe bir renk gözlenmelidir. Koyu kırmızı bir renk gözlenirse sabuna bir miktar alein veya hint yağı asidi ilave edilerek sabun yarım saat daha kaynatılır. Fenolftalein ile hiçbir renk gözlenmezse bir miktar çok sulu potas kostik erili sabuna karıştırılarak yarım saat pişirilir ve tekrar fenolftalein ile sabunun serbest alkalisi kontrol edilir. Bu suretle sabunun ayarı tam olduktan sonra geriye kalan potasyum klorürlü sabun üzerine bir defada verilir ve karıştırılarak sabunun erimesi kolaylaştırılır.

d) Sıvı Traş Sabunları:
Bu sabunlar %85-90 civarında alein ve %10-15 kısım koko yağını potas kostik erili ile sabunlaştırılmasından elde edilir.
Sıvı traş sabunlarını kokulamak için çok vakit hafif gül kokusu kullanılır. 100 kg sıvı sabun için 250 gramdan 1 kg kadar esans kullanılır. Traş için yapılacak sıvı sabunlar, kışın katılaşacaklarından bu sabunlarda yağ asitleri miktarı %12'yi geçmemelidir.
Fabrikasyon tarzına gelince; pişirme, sıcak veya soğukta karıştırma usulleriyle elde edilirler.
e) Saç için Kullanılan Sıvı Sabunlar (Şampuan):
Saç için kullanılan sıvı sabunların temizleme özelliği çok yüksektir. Bu sabunlardan yağ asitleri miktarı %15 den aşağı olmamalıdır. Kullanılacak yağlara gelince; Başta koko yağı olmak üzere, hint yağı, zeytin yağı, iyi cins alein bu sabunlar için başlıca yağları teşkil ederler.
Şampuanlar genelde saç dökülmesine engel olan bir deva maddesi olarak kabul edilmeyip, saçı temizleyen ve sertleştirmeyen bir madde olarak kabul edilir.
Katranlı sıvı sabunlar (şampuan) ancak doktorun göstereceği lüzum üzere kullanılmalıdır. Diğer taraftan her şampuan her cins saça iyi gelmez. Çok yağlı saçlara iyi gelen bir şampuan normal veya az yağlı bir saç için fena sonuçlar verebilir. Bunun için yapılacak şampuanlarda, bunu gözönünde tutmak lazımdır.
Normal ve az yağlı saçlar için yapılacak şampuanlardaki yağ asitlleri miktarı %15 den fazla olmayıp, aynı zamanda çok miktarda gliserine sahip olmalıdır. halbuki çok yağlı saçlar için yapılacak şampuanlarda yağ asitleri miktarı %20 den noksan olmamalı, temizleme enerjisini yükseltmek için sabuna %0,5 miktarında potasyum karbonat katılmalıdır.
f) Sıvı Sabunların Berraklandırılması:
Sıvı sabunlar bir müddet özel ve serin ortamlarda bırakıldıktan sonra süzülmelidir. Bunun için tazyikli filtreler kullanılır. Bununla beraber daha az miktarda sıvı sabun yapan fabrikalar için zeitz-Werke'nin türlü büyüklükteki filtreleride iyi iş görebilir. Çok parlak ve berrak bir sıvı sabun elde etmek için sıvı sabuna %1-2 miktarında aspest tozu karıştırıldıktan sonra süzülmelidir.

TUVALET SABUNLARI
Cilt temizliğinde kullanılan sabunlar tuvalet sabunları adı altında özel bir bölümde toplanırlar.
Bu sabunlar belirli usullerle ve türlü hammaddelerden yapılmakta olup; katı, sıvı ve krem kıvamında bulunurlar. Tuvalet sabunları toz ve yağlardan meydana gelen kirleri, ölmüş cilt hücrelerini cilt üzerinden kaldırma özelliğine sahiptir. Sabunun cilt üzerine olan etkisi yapısında bulunan yağların cinsine ve serbest alkalinin miktarına göre değişir.
Koko ve palmist yağlarından yapılan sabunlar suda çok eridiklerinden diğer yağlardan yapılacak sabunlardan daha enerjik olarak tesir etmek suretiyle çok derinlere nüfuz ederek cildi yağ ve kirden süratle temizlerler. İçerisine lanolin katılmakla yağlandırılmış sabunların cilde tesirinin daha hafif olduğuna varılmıştır.
İstenilen şartlara göre yüksek tesire sahip sabunlar yapmak mümkün olduğu gibi arzuya göre içerisine boya, esans ve cildi yumuşatacak (lanolin, mum, kozein gibi) maddeler ilave edilmiş sabunlarda yapılabilir.
a) Tuvalet sabunlarında kullanılan hammaddeler:
Tuvalet sabunları için gerekli olan hammaddeler diğer sabunlarda olduğu gibi başlıca yağlarla kostikten ibarettir. İkinci derece kullanılan maddeler ise esanslar, boyalar ve sabunun karakterini iyileştirmek için ilave edilen lanolin, mum, vazelin, kozein ve albümindir.

1) Yağlar:
Tuvalet sabunları fabrikasyonu için kullanılan başlıca yağlar; birinci derecede iç yağı, hidrojenle sertleştirilmiş yağlar, palm yağı, koko ve palmist yağlarıdır. İkinci derecede az veya çok önemli olanlar ise, domuz yağı, zeytin yağı, araşit yağı, fındık yağı, badem yağı, hint yağı ve iyi cins reçinedir.
Aşağıda bunlardan bazıları hakkında bilgi verilmiştir.

Hidrojenle sertleştirilmiş yağlar:
Balık yağının veya diğer nebati yağların hidrojenle sertleştirilmesinden elde edilen yağlar sabunculukta çok miktarda kullanılmaktadır. Özellikle son zamanlarda tuvalet sabunlarında iç yağı yerine bu yağların kullanılması değerini biraz daha arttırmıştır. Tuvalet sabunlarında kullanılacak hidrojenle sertleştirilmiş yağların erime derecesi 38? den aşağı 45? den yukarı olmamalıdır. Erime derecesi aşağı olan yağlardan yapılan sabunlar yumuşak, yüksek olanlardan yapılanlar ise çok sert olurlar. Çok sertleştirilmiş yağlardan yapılan sabunların makinalarda işlenmesi güçleşir ve elde edilen sabunun üzerinde de çatlak ve kabarmış durumlar görülür.
Palm yağı:
Palm yağından yapılmış sabunlarda karekteristik menekşe kokusunun bulunması ve sabunların bol köpürmesi dolayısıyla son yıllarda iç yağı yerine bu yağ çok miktarda kullanılmaktadır.
Kimyasal maddelerde beyazlatılmış pal yağından yapılan sabunlarda karakteristik menekşe kokusu kaybolduğundan tuvalet sabunu için kullanılacak palm yağı hava ile beyazlatılmalıdır.

Hint yağı:
Tuvalet sabunlarında %5-10 miktarında hint yağı kullanılır. Daha fazla miktarı sabunun çok miktarda tuz tutmasına sebep olacağından elde edilen sabunların sonra makinada işlenmesini güçleştirir.

2) Kostik erilleri:
Sud ve potas kostik erilleri hakkında önceden yeterli bilgi verildiğinden burada dikkat edilmesi gerekli olan birkaç noktayı hatırlatacağız.
Sud kostik erili yapılırken temizliğe önem verilmelidir. Hazırlanan eril berraklanmadan kullanılmamalıdır. Ateşle çalışan fabrikalar kendi kostik erillerini 20 bome üzerinden ve buharla çalışan fabrikalar ise 30-35 bome üzerinden yapmalıdırlar.
Potas kostik içinde aynı şeylere dikkat etmek ve 38-40 bome üzerinden eriller hazırlamak lazımdır.
3) Yadımcı Maddeler:
Lanolin:
Sıvı lanolin sarı, berrak kıvamlı özel bir kokuda olup, takriben 40? de erir. Eter, aseton, benzin, petrol eterlerinde kolayca erir. Suda erimez, alkolde az erir.
Saf lanolin kendi ağırlığının 2-3 misli su ile karıştırıldığında bu suyu emerek yine merhem kıvamında bir kitle şeklini muhafaza eder. Cilt tarafından kolaylıkla emildiğinden içerisine karıştırılan ilaçlarında emilmesine yardım eder. Lanolin kolaylıkla bozulmaz ve acımaz. Saf lanolin açık sarı renkte ve kokusuz olmasına, erime derecesinin 40? geçmemesine dikkat edilmelidir. Saf alonil tuvalet sabunlarında sabunun cilt üzerine olan tesirini yumuşatmak ve sabunlara güzel bir görünüm vermek için kullanılır.
Hassas bir cilt alkali ve hatta nötr bir sabunla yıkandığında kızarır. Çünkü sabun tarafından emilsiyone edilen cildin yağı, su ile yıkandığında cilt tamamen yağsız kalır. Eğer cilt aktif değilse kendisine lazım olan yağı kâfi miktarda meydana getiremez, bu suretle kendisi için gerekli yağı bulamayacağından çatlar ve bozulur. Bunun önüne geçmek için tuvalet sabunlarına bir kısım lanolin ilave edilmelidir. Diğer ilaveler mesela; vazelin ve maden yağı kolaylıkla emilsiyon haline gelmediklerinden, cilt tarafından kolaylıkla emilen diğer hayvam ve nebat yağları gibi emilmezler. Bunun için hayvan ve nebat yağları gibi bozulup açmayan onlar kadar (belki daha fazla) cilt tarafından emilebilen lanolin hepsinden üstün tutulmaktadır. Özellikle koko yağı ile soğukta sabunlaştırma usulü ile yapılan tuvalet sabunlarının cilt üzerine olan tahriş edici tesirine karşı lanolin ilavesi çok iyi gelir. Bunun için saf ve susuz lanolin eritildikten sonra sabunlaştırılacak yağa karıştırılmalıdır. Pişirme usulü ile ve makine ile çalışılacak sabunlarda ise; lanolin bir misli su ile iyice karıştırılarak krem haline getirildikten sonra katılmalıdır.
Vazelin:
Vazelin yalnız olarak cilt tarafından emilmediğinden lanolin ile yarı yarıya karıştırıldıktan sonra kullanılır. Ancak vazelin sabunu fazla miktarda yumuşattığından çok miktarda kullanmak doğru değildir.
Kozein:
Kozein sütün albüminli kısmını teşkil eder. Süte asetik asit ilave edilmesi neticesinde kozein dibe çöker. Dibe çöken kozeinin üzerindeki su aktarma ile ayrıldıktan sonra su ile yıkanır ve kurutulur. Bu suretle elde edilen madde sarımtırak renkte olup toz haline getirilir ve ticarette kullanılır.
Kozein erili doğrudan doğruya kazandan çıkarılan sıcak sabun hamuruna katılabildiği gibi pişirme usulü ile elde edilen tuvalet sabunlarında ise şerit makinaları yardımıyla karıştırılır.
Kozein mesela yumurta akı gibi cilt üzerine yumuşatıcı bir tesir yapar. diğer taraftan kozeinin verdiği hafif amonyak kokusunun esans üzerine bir tesiri olmadığı gibi aynı zamanda kokuyu fikse etmeye yarar.
Kozein erili sabunun köpürmesini önemli bir miktarda etkilemektedir. Kozein eriline bir miktar lanolin ilavesi ile oluşan kremin tuvalet sabunlarına katılması, sabunun cilt üzerine tesirini iyileştirmektedir.
Sıcak sabuna karıştırılacak kozein şu şekilde yapılır;
10 kg kozein ısıtılmış bir kazana konulduktan sonra 10 kg soğuk su ile iyice karıştırılır. Sonra içine 0,5 kilogram eritilmiş boraks katılır ve 20 kg sıcak su kozein üzerine ilave edilir ve ısıtılır. Kozein yavaş yavaş su ve boraksın tesiriyle şişmeğe ve taneler kaybolmaya başlar. Arasıra karıştırma işlemi yapılır. Kozein yeteri derecede eritildikten sonra 30 bomelik sud kostikten 0,5 kg'ı 2-3 misli su ile karıştırıldıktan sonra kozein eriline güzelce katılır. Erilin sıcaklığı 75? bulduğu zaman, erimiş tutkal gibi şeffaf bir hamur elde edilmiş olur. eğer istenirse sıcak iken bunun üzerine %10-20 nispetinde lanolin eritilerek katılır.
Kozeinin en büyük iyiliği, tuz ve serbest alkalisinin fazlalığından veya yapısındaki yağların yüksek olmasından dolayı işlenmesi güç olan sabunların kolaylıkla işlenmesini sağlar.
Kozein erilini hergün taze yapmak lazımdır; çünkü kolayca bozulur ve kötü bir koku alır. Yahut saklanacak ise içine %2 kadar boraks katmak gerekir.
Sabun boyalar:
Sabunun boyalı ve boyasız olmasının temizleme özelliği üzerine hiçbir etkisi yoktur. Ancak tüketicilerin boyalı sabunlara karşı göstermiş oldukları ilgi dolayısıyla fabrikalar kendi sabunlarını boyamak mecburiyetinde kalıyorlar.
Sabunları boyamak için önceleri madeni boyalar kullanılıyordu. Fakat sonraları suda kolaylıkla eriyen ve boyama kuvveti yüksek olan anilin boyaları kullanılmaya başlandır. Anilin boyaları ile boyanan sabunlar iyi bir görünümde olurlar. Soğukta sabunlaştırma usulü ile yapılan sabunlarda madeni boyalarla boyanmış bir sabun elde edilmesi zordur.
Anilin boyalarının bir tek mahzuru vardır, o da anilin boyaları ile boyanmış sabunlar uzun zaman güneşte bırakılırsa renklerinin azaldığı hatta bazen kaybolduğunun görülmesidir.
100 kg sabun için kullanılması gereken boya miktarı, boyanın şiddet ve kuvvetine göre 1-10 gr arasındadır. İyi bir boyama elde etmek için daima boyanın suyadaki berrak erilini kullanmalı ve ince bir tülbentten süzdükten sonra sabuna ilave edilmelidir. Sabun için kullanılan başlıca boya renkleri pembe, portakal sarısı, kanarya sarısı, yeşil ve açık menekşedir. Bu renklerden çoğu rodomin ile flüorressein'in belirli oranlarda birbiriyle karıştırılmasından yapılır.
Rodamin dimetilmetaomidofenol ve naftalik asidin kondensasyon mahsulü olup, esmer kırmızı bir tozdur. Kendi ağırlığının 100 misli suda kolaylıkla erir. Suya %10 alkol ilavesi ile daha koyu erilleri yapılabilir.
Flüorressein naftalik asidin rezorsin ile bir kondensasyon sonucu oluşmaktadır. 10 misli suda kolaylıkla erir. Sudaki erili kuvvetli bir flüoresans gösterir. 100 kg sabunu kuvvetli limon sarısına boyamak için 5 gr flüressein lazımdır.
Bu iki boyanın erili fabrikalarda şu şekilde hazırlanır;
100 gr Rodamin 10 litre suda ve 500 gr flüressein yine 10 lt suda eritilir. Bu şekilde hazırlanmış erillerden 100 kg sabun için 100 cm3 kullanmak kâfi gelir.
Bu boyalar gerektiği zaman kullanılmak için önceden birbirleriyle karıştırılabilir. Eğer iki boyanın birbiriyle karıştırılmasından bir bulanıklık veya tortu meydana gelirse birkaç damla sud kostik erili ilavesiyle berraklandırılmalıdır.
Bunlardan başka metanil sarısıda tuvalet sabunları için iyi bir boya olup, diazo benzen meta sülanik asit ile di fenil aminin birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu boya suda diğer boyalardan daha güç erirsede flüressans vermemesi dolayısıyla şeffaf sabunlara çok iyi gelir.
b) Tuvalet sabunlarında kullanılan kokular:
Tuvalet sabunları için kullanılan kokuların büyük kısmı nebatlardan (Bitkiler), küçük bir kısmı hayvanlardan elde edilir. Bazı kokular ise labaratuvarda kimyasal yöntemlerle sentetik olarak elde edilmektedir. Bitkilerin yapılarında bir kısım kokulu maddeler bulunur ki bunlara esans adı verilir. Bu esansla nebatların belirli kısımlarında bulunmayıp nebatın cinsine göre çiçek, yaprak, meyva gibi kısımlarına yayılmış halde bulunur.
Bir nebatın kokusunun keskin olmasından o nebatta çok miktarda esans bulunduğuna hükmedilemez; çünkü bir çok nebatların kokusu kuvvetli olmakla beraber; içlerinde sahip oldukları esans miktarı çok azdır. Esansların bir çoğu karbon ve hidrojenle yapılmış olup, bazılarının yapısında oksijen ve nadiren ise kükürt ve azot bulunur. Esanslar kokulu ve uçucu maddeler olu, bazen renksiz ve bazende sarıdan siyaha kadar değişen renklerde bulunurlar. Bir çoğu sıvı halde bulunur. Esanslar oksitlenmiş maddelerin teşekkülü ile renklenirler. Esanslar eter, alkol petrol eterleri ve yağlarda kolaylıkla çözünürler. Suda çok az miktarda çözünürlerse de, çözünen kısım suya kâfi bir koku verirler.
Esanslar kimyasal sentez yoluylada elde edilebilirler. Bunlardan başlıcaları; benzil alkol, benzil klorürün sodyum karbonatla parçalanmasından, metil benzoat benzoik asidin metil alkol ile etkileşiminden, benz aldehit benzil klorürün kurşun nitratla muamelesinden elde edilirler.
Tabi esansların elde edilmesinde en fazla kullanılan iki yöntem vardır. bunlar;
a) Destilasyon usulü:
Birçok nebatlara tatbik edilen bu usulün esası, esansı su buharı ile sürüklemekdir. Destilasyon için inbikler kullanılmaktadır. Bu inbikler nebat doğrudan doğruya inbik içine su ile koyulur. Bundan sonra nebat üzerine gönderilen kuru buharla destilasyon gerçekleşir.
Destilasyon usulü her cins esanslar için iyi gelmez. Çünkü bazı esanslar destilasyon esnasında sıcak bunarın tesiriyle kendi kokularının inceliğini kaybederler.
b) Prese usulü
Bu usul başlıca limon ve portakal için kullanılmaktadır. Bunlardan çıkarılacak esanslar narin olduklarından destilasyon usulü ile elde edilecek olurlarsa değerlerini kaybederler.
Bu meyvelerden esansların elde edilmesi için otomatik preseler kullanırlar. Bu suretle elde edilen esans edilen saf ve temiz değildir. İçinde musilaj ve su vardır. Bir müddet oturuşmağa bırakıldıktan sonra üstte toplanan berrak esans filtreler yardımıyla süzülür.
Sabuna koku vermek için katılan parfümün uzun zaman sabun içinde kaybolmadan kalabilmesi için sabunun nötr olması gerekir. Pratikte tam olarak nötr bir sabun yapmak mümkün ise de sabunun saklanmasını kolaylaştırmak ve bozulmasına engel olmak için daima sabunda bir miktar serbest alkali bırakılır. Bu serbest alkalinin %0,03-0,06'yı geçmemelidir.
Bundn başka sabunun yapısında bulunan yağ cinslerinin de sabunun kokusu üzerine etkisi vardır. %15 den fazla koko yağına sahip olan tuvalet sabunlarına ilave edilen parfüm koko yağı asitlerinin alkali tuzlarından dolayı bozulur. Tuvalet sabunlarında iyi ve dayanıklı bir koku elde etmek için sabunda fazla olmamak üzere yterli miktarda alkali bulunmalı, kötü veya yanlış bir sabunlaşmadan ötürü sabun içinde sabunlaşmamış nötr ve yağ asitleri bulunmamalı ve sabunun yapısında bulunan koko yağının miktarı %10-15'i geçmemelidir.
Pişirme usulü ile elde edilen ve serbest alkalisi normalden yüksek olmayan tuvalet sabunlarında bütün tabi esanslar, sentetik olarak elde edilen kokulu maddeler kullanılabilir.
Kullanılan esansların bir çok mahzuru bulunduğundan bunları bilmek ve tanımak lazımdır. Bazı esanslar kokusuz bir sabun hamuru ile dahi sabit bir koku vermezler. Bazılarıda sabunun rengi üzerine tesir ederek onları sarartır veyahut esmerleştirir.

Kimyasal olarak yapılan kokulu maddelere gelince bunların kokusu sabit veya kolaylıkla kaybolan cinsleri olduğu gibi sabuna leke ve renk verenleride vardır. bunlardan başka pişirme usulüyle yapılan sabunlarda kimyasal olarak elde edilen kokular kullanılırsa bunlar kokularını uzun müddet sürdürürler. Kokuları sabunda uzun süre klan parfümler, asetofenon, benzaldehit, benzil benzoat, metil benzoat, benzil asetat, benzilalkol, fenilasetaldehit, difenilmetan vb. ....gibi

c) TUVALET SABUNLARININ YAPILMASI
1) Pişirme usulü:
En iyi tuvalet sabunları bu usul ile yapılan sabunlardır. Bu sabunların imalinde esas, iyi bir sabun hamuru yapmak, sonra sabunu özel makinalarda boyamak ve parfümeri etmek suretiyle tuvalet sabunu şeklini vermektir. Bütün işlemler ana sabun hamuru üzerinden yapıldığından bu hamurun kusursuz ve son derece iyi olması lazımdır.
Tuvalet sabunun hamuru nötr denilecek derecede az miktarda serbest alkalilere (sud kostik) sahip olmalıdır; çünkü bir çok cildler serbest alkalisi fazla olan tuvalet sabunlarının tahriş edici tesirine dayanamazlar. Diğer taraftan tuvalet sabunun serbest alkalinin fazlalığı, sabun elastikiyetini azalttığından gevrek olurlar ve kolaylıkla kırılırlar. Aynı zamanda damgalanan sabun parçaları üzerinde çatlak üzerinde çatlak ve kabarmış mahaller görülür. İyi bir sabun hamurunda taze iken %0,03-0,06 miktarında serbest alkali bulunmalıdır. Bu miktar alkali sabunun kurutulması sırasında havanın karbondioksidi (CO2) ile karbonatlaşır ve bitmiş sabunda %0,01-0,02 serbest alkali kalır.
Bundan başka tuvalet sabunu iyi pişmiş olmalı ve içinde sabunlaşmayan nötr yağ kalmamalıdır. %2 den fazla sabunlaşmamış yağa sahip olan tuvalet sabunları az bir zamanda acıyarak kötü bir koku alır.
İyi ve bol köpük veren bir tuvalet sabunu elde etmek için kullanılacak yağlara %10-20 miktarında koko veya palmist yağlarında biri katılmalıdır. Daha fazla miktarı sabunda çok miktarda tuz kalmasına sebep olacağından çok miktarda serbest alkali gibi tuzun fazlası da sabunun elastikiyetini azaltır. Normal bir tuvalet sabunundaki tuz miktarı %0,3-0,5 arasında olmalıdır.
İç yağı ile iç yağı cinsinden (hidrojenle sertleştirilmiş yağlar, stearin, palm yağı) olan yağların miktarı %80'i geçmemelidir. Çünkü sert yağların miktarı çoğaldıkça o nispette sert ve makinada işlenmesi güçleşen bir sabun elde edilir.
Sabunun ham maddelerini yazarken söylediğimiz gibi son zamanlarda tuvalet sabunlarına bir miktar lanolin, vazelin gibi yağların ilavesiyle tamamen nötr, cildi bozmayan ve elastikiyetinin artmasıyla kolaylıkla işlenen sabunlar yapılmaktadır.
Sabunlaştırma:
1600 kg yağın hepsi kazana alınır, ısıtılarak eritilir, üzerine 15 bomelik 600 kg sud kostik erili verilir ve kaynatılır. Yarım saatlik kaynamadan yağla kostiğin birleşmesinden bir sabunlaşma görülmezse buhar kapanır, eğer ateşle ısıtılıyorsa ateş çekilir ve bir saat kendi haline bırakılır. Kazandaki karışımda kendi kendine bir kaynama ve yer yer oynama görülür. Kütle kazanda yükselmeğe başlarsa birkaç kova 5-6 bomelik tuzlu su serpilerek yükselmesinin önü alınır ve buhar açılarak yavaş yavaş kaynatılır. Yağ ve sud kostiğin meydana getirdiği emilsiyon neticesi, sabun hamurlaşmaya ve bulamaç kıvamını göstermeğe başlar. Kazana bastırılıp çıkarılan kürek üzerinde kostikli suyundan ayrılmayan bir hamur görüldüğü zaman evvelce ayrılmış olan 30 bomelik 700-800 kg sud kostik erili azar azar kazana verilir. Bu nedenle kaynar halinde bulunan sabun verilen kostikle süratle başlar. Verilen sud kostik erili sabunlaşmamış yağla birleşinceye kadar ilave edilir. Eğer sabun 15-20 dakika kadar kaynatıldığı halde yine taneli bir halde görünürse bir miktar tatlı su verilerek incelmesine ve yağın kostikle birleşmesine yardımcı olunur. Bazen sud kostiğin vaktinde verilmemesinden dolayı sabunda bir katılaşma görülür. Böyle bir hal karşısında hızlı davranacak kazandaki sabuna biraz fazla miktarda sud kostik erili ilave etmek ve sabunu şiddetle kaynatmak lazımdır. Kostik ilavesinde çok geç kalınmış ise büyük ve küçük sabun topakları meydana gelir ki bunları tekrar eritmek çok güçtür.
Eğer sabunlaşma normal bir şekilde devam ediyorsa hesap edilen sud kostiğin hepsi verildiği zaman kazanda şeffaf ve kürek üzerinde ayrılan kostik damlaları göstermeyen bir sabun hamuru elde edilir.
Sonra zeytinyağı için hesaplanan sud kostiğin hepsi kazana verilir, üzerine zeytin yağı ilave edilerek zeytin yağıda sabunlaştırılır. Sabunlaşma tam olduktan sonra sabunun alkalisi kontrol edilir. Alkalisi ayarlanmış bir sabunda daha sonra su miktarı ayarlanmalıdır. Sabunlaşmanın düzeninde devam edebilmesi için kaynayan sabundaki su miktarı ne çok nede az olmalı, ancak normal miktarda suya sahip olmalıdır. Suyu az olan bir sabun kürekle atıldığında köpük vermeksizin parçalar halinde düşer. Bunu düzeltmek için kazandaki sabuna birkaç kova 2-3 bomelik tuzlu su serpelenir. Suyu normal ve tam olan bir sabun kazanda kolaylıkla ve yumuşak olarak kaynar, tahta kürekten ince ve şeffaf tabakalar halinde akar. Suyu az olan bir sabun hamurunda kalmış olan yağın sonraki sabunlaşması güçleşir ve sabun tuzlandığı zaman kazanda kâfi su bulunmadığından verilen tuz iyi erimez ve bu suretle çok tuzlu sabun hamuru elde edilir.
Bu suretle kostiği ve suyu ayarlanmış sabun 5-6 saat ağır ağır kaynatılır ve her birkaç saat sonunda acılığı kimyasal usullerle kontrol edilir. Eğer sabundaki acılık azalıyorsa bir miktar daha sud kostik erili verilir. Eğer vakit varsa buhar kapatılarak kazandaki sabunu tuzlamadan bir gece bu haliyle bırakmalıdır.
Fazla alkali ile bir gecelik bir zaman sonunda sabunda sabunlaşmamış yağ kalmaz. Ertesi gün kazan yeniden kaynatılır ve tekrar 5-6 dakikalık ağır bir kaynamadan sonra evvelce ayrılmış koko yağının 5-10 kg'ı kazanda kaynayan sabuna ilave edilerek sabundaki serbest alkali nötralize edildikten sonra sabun tuzlanır.
2) Tuzlama:
Sabun kuru ve ince öğütülmüş tuzla veya 24 bomelik tuzlu su ile tuzlanır. Kuru tuz kullanıldığı zaman dikkat edilmezse sabun taneleri arasına bir kısım tuzda erimeden dipte kalır. Bunun için genelde tuzlu su ile çalışılır. Eğer sabun 24 bomelik tuzlu su ile tuzlanırsa, normal katı tuz kullanılmasındaki güçlüklerin önüne geçilmiş olur. bunun için kazanda kaynayan sabuna azar azar, 24 bomelik tuzlu su vererek sabunu suyundan ayırmalıdır.
Sabun tuzlandıktan sonra buhar kapanır ve kazanın üzeri örtülerek tuzlu lessiv suyunun güzelce ayrılması için bir gece kendi haline bırakılır. Ertesi gün sabunun altında biriken su kazanın dibindeki muslukla alınır.

3) Koko yağının Sabunlaştırılması:
Ertesi gün alttaki tuzlu suyu sabundan ayrılır, ateş veya buhar açılarak sabun kaynatılır. Sabunun suyu ayrıldığından kazanda güçlükle ve katı olarak kaynar. Birkaç yüz kg (2 ton için 250-300 kg) 3 bomelik sud kostik erili kazana ilave edilir. Bunun için kazanın dibine indirilmiş bir boru ile 3 bomelik kostikli sudan 250-300 kg verildikten sonra ocak ağır ağır yakılır. Yoksa şiddetli ateşle kazanın dibine temas eden sabun yanarak kötü bir yanık kokusu alırki sonra en kuvvetli parfüm (esans) bile bu kokuyu saklayamaz. Buharla çalışılıyorsa böyle bir durumun oluşması söz konusu değildir.
Üç bomelik kostikli su ilavesi ile kazanda kalın ve katı halde bulunan sabun yumuşayarak kolaylıkla kaynamaya başlar. Bundan sonra koko yağını sabunlaştırmak için hesaplanan sud kostik erili kazana ilave edilir. Arkasından azar azar koko yağı ilave edilir. Bütün yağ ilave edilerek kazanda kolaylıkla kaynayan erimiş tutkal görünümünde, şeffaf ve ince sabun parçalarını gösteren bir hamur elde edilir. Bu hamurunda suyunu kontrol etmek lazımdır. Eğer sabun katı olarak kaynıyor ve kürekle atıldığında havada köpük balonları vermeden, kalın olarak düşüyorsa serbest alkalisi kontrol edilmelidir. Yine sabunda kâfi bir incelik görülmezse bu defa sabunun kâfi miktarda suya sahip olmadığına hükmederek birkaç kova 3 bomelik kostikli su verilir. Çünkü kaynama dolayısıyla suyunun uçmasından sabun katılaşabilir. Bu suretle gerek suyu ve gerek acılığı ayarlanmış sabun 4-5 saat ağır ağır pişirilir ve daha önceden söylediğimiz usulün aynısına uymak suretiyle tuzlanır. En iyisi 24 bomelik tuzlu su kullanmaktır. Bundan sonra sabun bir gece dinlenmeye bırakılır.
d) Külçe çıkarmak:
Ertesi gün kazanın altında toplanan lessiv suyu sabundan ayrıldıktan sonra kazandaki sabuna 800-1000 kg kadar 15-16 bomelik sud kostik erili verilerek kaynatılır. Taneler halinde bulunan sabun önce köpük çıkarır ve taneler suyunu kaybettikçe mercimek tanesi gibi küçülmeğe başlarlar. Sabun üzerini kaplayan köpük yavaş yavaş kaybolur. Bu kıvamı bulmuş sabun külçelenmiştir. Bundan sonra ateş çekilir yahut buhar kapanır. Bir saat sonra alttaki kostikli su özel bir depoya alınarak bundan sonraki kazanda kullanılmak üzere saklanır.
Suyundan ayrılmış sabuna kaynar halinde 2-3 bomelik tuzlu su verilerek sabun inceltilir. Sabun suyundan ayrılmak üzere bir gece kendi haline bırakılır. Böylece ham tuvalet sabununun yapım işlemi bitmiş olur.

d) HAM TUVALET SABUNLARININ MAKİNALARDA İŞLENMESİ
Kazanda bitirilmiş sabun fabrikadaki tesisatın modern olmasına göre yer tablalarında veya sabun soğutma makinalarında soğutulup dondurulduktan sonra çubuk halinde kesilir. Bu çubuklar aşağıda gösterilen vasıtalarla ticari tuvalet sabunu şakline konulur.
1) Çubukların Rendelenerek Talaş Haline Getirilmesi
Sabun çubuklarını rendelemek suretiyle talaş haline koymak için rende makinaları kullanılır. Bu rende makinaları, dik bir sütun üzerine bağlanmış bir milden ibaret olup bu mil üzerinde bir veya iki adet konik daire şeklinde diokler vardır. Bunların üzerine açılmış oyuklarda bıçak işini gören diokler vardır. bu bıçakların kesici taraflarına konulan sabun çubuğu diskin süratle dönmesiyle az bir zamanda ince talaş haline gelir.
2) Sabun Talaşlarının Kurutulması:
Talaş haline konulmuş sabunun işlenebilmesi için kurutulması lazımdır. Elde edilecek tuvalet sabununun görünüm, sertlik, parlaklık gibi bir çok özgünlüğü sabun talaşının muayyen bir dereceye kadar kurutulmasına bağlıdır. İyi kurumuş bir sabundaki su miktarı %12-14 arasında olmalıdır. İyi kurumamış bir sabun kolaylıkla işlenemeyeceği gibi çok kurumuş bir sabun talaşıda kolaylıkla çatlayan ve dağılan bir sabun verir. Tuvalet sabunu fabrikalarında talaşların kurutulması fabrikadan fabrikaya farklılık gösterebilir. Genelde kurutma makinaları kullanılmaktadır. Bundan başka kurutma kafesleride kullanılmaktadır. Bazı fabrikalarda ise kalorifer ve vantilatör tesisatına sahip özel kurutma dolapları vardır.
3) Kurutulan Sabun Talaşlarına koku ve boya karıştırılması.
Önceleri kuru sabun talaşının parfüm ve boya ile karıştırılması içerisi tutya kaplanmış kasalarda tahta küreklerle yapılırdı. Fakat bugün tuvalet sabunu işleyen fabrikaların hemen hepsinde bu iş karıştırıcı makinalarla yapılır. Karıştırıcı makinanın büyüklüğüne göre bir defada 50 veya 100 kg sabun karıştırılır. Sabuna koku ve boyanın erili ilave edildikten sonra kapak kapanır. 5-10 dakikalık bir karıştırma sonucunda verilen maddelerle karışmış bir sabun elde edilir. Bu karıştırıcı makinalarda boya ve parfüm başka sabuna katılması istenilen lanolin, vazelin gibi diğer maddelerde gayet iyi bir şekilde karıştırılabilir.
4) Boyanmış ve kokulanmış Sabun hamurunun şerit haline getirilmesi:
Karıştırıcı makinalarda parfüm ve boya ile karıştırılmış olan sabun şerit makinalarına verilir. Bu makinelerin görevi sabunu ince şeritlere ayırarak boya, koku ve diğer maddeleri sabun içine homojen dağılmasını sağlamak, sabunda kalmış nemin bir kısmını uçurmak ve sabunu şeritler haline koyarak çubuk makinasında işlenmesini kolaylaştırmaktır.
5) Şeritlerden çubuk yapılması:
Şerit makinasında karıştırılan ve şerit haline konulan sabunun birbiriyle birleşmesi için çubuk makinasında işlenmesi lazımdır. Çubuk makinalarında birbiri arkası sıra gelen sabun parçaları tazıkle birbiriyle birleşerek bir çubuk halinde ağızdan çıkar.
Çok kurutulmuş sabunun makinalarında işlenmesi güçtür. Kuru sabunlarda elastikiyet bulunamayacağından çıkan çubuklar kolaylıkla kırılır. Bundan başka sabun üzerinde kabarcıklar ve pulpul yerler görülür. Böyle bir sabunu şerit makinasından bir miktar yaş sabunla karıştırdıktan sonra işlenmelidir. Çok sert sabunlara %3-4 lanolin, vazelin veya kozein kremi ilave edilirse daha kolaylıkla işlenebilir.
6) Şerit çubuklarının parçalar halinde kesilmesi:
Çubuk makinasından çıkan çubukların preslerle damgalanmazdan evvel kalıbın büyüklüğüne göre parçalara ayrılması lazımdır. Bunun için el veya ayakta işleyen kesici makinalar kullanılır.
Kesilen çubuklardan arta kalan ufak parçalarla prese edilen sabunun kenarlarından çıkan ufak parçalar tekrar çubuk makinasına verilerek çubuk halinde çıkarılır.
7) Tuvalet Sabunlarının Damgalanması:
Çubuklar parçalara ayrılır ayrılmaz, kuruyup üzeri kabuk tutmadan hemen damgalanmalıdır. Sabunları damgalayarak ve onlara istenilen şekli vermek için prese makinaları ile damga kalıpları kullanılır.

e) TUVALET SABUNLARININ ACIMASI
Diğer sabunlar gibi tuvalet sabunlarıda acıyarak lekelenir ve kötü bir koku alarak parfümlerini kaybederler. Tuvalet sabunlarının acıması sabunun kalitesi için büyük bir kusur teşkil eder. Bunun için tuvalet sabunu pişirilir ve işlenirken bunların acımasını kolaylaştıran sebepleri göz önünde tutmak ve ona karşı tedbirli olmak lazımdır.
Yapılan uzun inceleme ve denemeler sonunda acımanın şu sebepleriden ileri geldiği anlaşılmıştır.
1) Sabunda sabunlaşmamış yağ kalması:
Sabundaki acımanın başlıca sebebini kötü bir sabunlaşma sonunda sabunun yapısında kalan bir miktar (%0,5-1) nötr yağda aramak lazımdır. Eğer sabunda nötr yağla beraber, onu sabunlaştıracak miktarda serbest alkali kalmışsa, bu nötr yağ serbest alkali ile sabunlaşacağından sabunda karakteristik bir acıma görülmez.
Sabunlaşmamış nötr yağ sabunun yapısında emülsiyon halinde bulunur. Kütlede serbest alkali bulunmazsa emülsiyon halinde bulunan bu nötr yağ parçalanarak yağ asidi ve gliserine ayrılır. fazla alkali ile nötralize edilmeyen bu yağ asidi oksitleşerek sabuna kötü bir aldehit kokusu verir.
2) Sabunun Suni Bir Şekilde Soğutulması:
Yapılan uzun incelemelerden anlaşılıyor ki kurutma makinalarının soğutulmuş silindirleri üzerinde suni olarak soğutulan sabunlar, büyük blok kaplarında soğutulan sabunlar kadar dayanıklı değildirler. Bu sabunlar az bir zamanda acıma durumlarını gösterirler. Sabunun acımasındaki sebebi, makinanın yapılış ve işleniş tarzında aramak doğru değildir.
Kurutma makinasının silindirleri üzerinde soğutulan sabunun daha çabuk acımasının sebebi teorik olarak şöyle izah edilir;
Bir sabun ne kadar iyi pişirilmiş olursa olsun yine bir miktar nötr yağa sahiptir. Tabi bu nötr yağ karşısında bir miktar serbest alkali bulunur. Sabun blok kaplarında yavaş yavaş soğumağa bırakıldığı zaman, soğuk sabunlarda olduğu gibi nötr yala serbest alkali arasında bir sabunlaşma başlar ve nötr yağın tamamı veya bir kısmı sabunlaşır. Halbuki kurutma makinasının silindirleri üzerinde ani olarak dondurulan ve ince şeritler halinde kesilen sabun, kurutma dolabının telleri üzerinde kurutulduğu zaman, bu serbest alkali nötr yağla sabunlaşmağa vakit bulamadan havanın karbondioksitiyle sodyum karbonat haline geliyor. Sodyum karbonatın sabundaki nötr yağ üzerine sabunlaştırıcı etkisi olmadığından, sabundaki nötr yağ zamanla oksitleşme suretiyle, acımış bir sabun meydana getiriyor.
En iyisi, tuvalet sabun hamurunu büyük blok kaplarında veya hiç olmazsa plaka soğutma makinalarında dondurduktan sonra kurutma makinasında kurutmalıdır.

3) Ağır Tuzların Katalitik Tesiri:
Tuvalet sabunlarının lekelenmesi, esmerleşmesi ve kötü bir koku alması, sabunda eser miktarda bulunabilen ağır maden tuzlarının tesiridir.
Wittka; sabun üzerine ağır tuzların katalitik tesirlerini deneyerek, tesiri en çoğundan en azına kadar şu suretle sıralamıştır.

Bakır Kobalt demir nikel Mangen Civa Kurşun

Wittka'nın aldığı sonuçlara göre en çok bozulan sabunlar kötü yağlardan yapılanlardır. Özellikle bünyesinde oksidasyon başlamış yağlardan yapılan sabunlar daha kolaylıkla bozulurlar ve acırlar.

4) Kullanılan Yağ Cinslerinin Etkisi:
Bazı yağların verdiği yağların verdiği sabunlar kolaylıkla sararır ve lekelenir. Bu olay en fazla yüksek moleküllü doymamış yağların yumuşak ve sıvı yağlardan yapılmış sabunlarında görülür. Mesela; pamuk, keten, susam yağlarının sabunları az bir müddet sonra sarı lekeler gösterirler. Sabunun acımasına engel olmak için en ön sırada yapılması lazım gelen nokta, yağın iyi sabunlaştırılması ve mümkün olduğu kadar sabun da az miktarda sabunlaşmamış yağ bırakılmasıdır. Sonra sabunda bir miktar serbest alkali bırakılmalıdır. Bu serbest alkali sabunun cinsine göre değişir. Tuvalet sabunlarında %0,03-0,06 miktarında serbest alkali bulunmalıdır.
Tuvalet sabunlarına karıştırıcı makinada, %0,5-1 nispetinde sodyum tiyo sülfat ilavesinin, sabunun sararma ve lekelenmesine karşı geldiği yapılan denemelerle anlaşılmıştır.



f) TUVALET SABUNLARINDA GENEL OLARAK GÖRÜLEN
KUSURLAR.
Sabunun üzerinde pul pul yerlerin görünmesi, kabarma ve çizgi halinde sıyrıntıların görünmesinin sebepleri;
1) Şerit makinasında, kuru sabuna su ilavesi.
2) İyi kurutulmamış veya çok kurutulmuş sabunlar.
3) Normal bir sabunun, yüksek sıcaklıkta kurutulması.(Normal bir sabun için kuruma derecesi 40?-55? arasında olur.)
4) Sabundaki serbest alkalinin fazla olması.
5) Sabundaki suyun az olması.
Çubuk makinasında çıkan çubukların kötü ve parlak olmasının sebepleri;
1) Sabunun çok yaş olması.
2) Normal bir sabunun iyi ısıtılmamış olması.
Sabun çubuklarının gevrek olması ve kolaylıkla kırılmasının sebepleri;
1) Çok sert iç yağı ile yumuşatıcı diğer sıvı nebati yağların beraber kullanılması.
2) Sabundaki tuz miktarının yüksek olması.
Sabundaki parfümün kaybolması ve sabunun kötü kokması;
1) Kötü bir sabunlaşma veya serbest alkalinin sabunda kâfi miktarda bulunmamasından dolayı sabunun acıması
2) Koko yağ asidi ile tuvalet sabununa yaramayan diğer yağların kullanılması.
3) Leke yapan esansların kullanılması.
4) Tuvalet sabununda kullanılacak yağ karışımının terkibinde %20 den fazla koko yağının bulunması.
5) Tuvalet sabunu talaşlarının güneşte kurutulması.